Türkiye’nin en köklü markalarından biri olan Petrol Ofisi, bugün pek çok alanda liderlik koltuğunda yer alıyor. 1941 yılında kurulan şirket, ilk günden bu yana çalışmalarıyla hem ülkenin hem de toplumun gelişimine katkı sağlıyor. Bugün ise Türkiye’nin en büyük üçüncü şirketi olarak ülkemizin önemli değerlerinden biri olmanın haklı gururunu yaşıyor.
Türkiye akaryakıt pazarı ile madeni yağlar ve kimyasallar pazarında liderlik geleneğini sürdüren Petrol Ofisi, 2. Dünya Savaşı sırasında, akaryakıtta yaşanan sıkıntının had safhaya çıktığı ve Türkiye’nin tamamen dışa bağımlı olduğu bir dönemde kuruldu. Türkiye’nin milli bir markası olarak 18 Şubat 1941 tarihinde 9 personel ile kurulan Petrol Ofisi, o günden bu yana “faaliyetleri kapsamındaki ihtiyaç duyulan ürünleri temin edip, Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırmak, başta tarım ve sanayi olmak üzere tüm alanlara destek sağlayarak, Türkiye’yi güçlendirmek, yarınlara taşımak” görev ve sorumluluğunu üstlendi.
Türkiye’nin öz kaynaklarından yerli ve milli bir marka olarak kurulan Petrol Ofisi, o günden bu yana ülkenin ve toplumun sosyal ekonomik gelişimi için enerji sağladı. Türkiye’yi daha ileri götürmek için attığı her adımı aynı zamanda kendisi için milli bir gurur olarak gören Petrol Ofisi, pazar liderliğinin de ötesinde her zaman örnek alınan, yaptığı izlenen, insana ve teknik emniyete öncelik veren sektör lideri oldu.
Kısa sürede ülkenin gurur duyulan markası haline geldi
Logosunun temel unsuru olan ağzından alev çıkan dişi kurt simgesi, Türk mitolojisinin ana figürlerinden dişi kurt Asena’ya dayanan Petrol Ofisi, 9 kişiyle çıktığı yolda kısa sürede hizmetini ülkenin en ücra köşelerine kadar taşımayı başardı. Bu yatırımlar sayesinde Türkiye’de başta tarım ve sanayi olmak üzere birçok alanda önemli kalkınma hamlelerinin önünü açtı. Devlet eliyle kurulduktan sonra yaptığı yatırımlarla gurur duyulan milli bir değere dönüşen Petrol Ofisi, 1983 yılında Anonim Şirket’e dönüştürüldü, 2000 yılında ise özelleştirildi.
Dünya enerji devi Vitol, 2017’de Petrol Ofisi’ni satın aldı
Bugün 1.750’yi aşkın akaryakıt istasyonu, 1.400’ün üzerinde köy pompasına yakıt tedariki, 9 akaryakıt terminali, 3 LPG terminali, 20 havaalanı ikmal ünitesi, 1 madeni yağ fabrikası ve yaklaşık 1 milyon metreküp depolama kapasitesiyle eşsiz bir altyapıya sahip olan Petrol Ofisi, bir başka dev ve çok uluslu şirket ile benzersiz bir sinerji oluşturdu. 2017 yılında Türkiye’de gerçekleşen en büyük yabancı sermaye yatırımı ile Petrol Ofisi, dünyanın en önemli akaryakıt ve enerji devlerinden Vitol’ün bünyesine katıldı.
Kara, deniz ve havada hizmet verebilen tek marka
78 yıllık geçmişinde Türkiye’nin geleceğe yürüyüşünde çok büyük katkılar sağlayan Petrol Ofisi bugün, sadece kara taşıtlarına değil, PO Marine ile deniz ve PO Air ile havacılık araçlarına da yakıt sağlayabilen ülkemizin en önemli markası konumunda. PO Marine, Türkiye denizlerinin tamamında tüm sahil şeridi boyunca yakıt ikmali yapabilen tek marka. Aynı şekilde PO Air ise, yurt içinde ve yurt dışında 200’ün üzerinde önde gelen yerli ve yabancı hava yolu şirketine hizmet veriyor. Ayrıca Petrol Ofisi, benzersiz altyapısı, tecrübesi ve uzmanlığı ile İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Çanakkale Köprüsü ve karayolları gibi birçok önemli projeye de gerçekleştirdiği yakıt tedariki ile Türkiye’nin bu alanlardaki gelişimine de katkı sağlıyor.
Maxima ve Maximus başta olmak üzere 350’yi aşkın ürün üretiliyor
Petrol Ofisi, ‘Türkiye akaryakıt pazarı’ ile birlikte aynı zamanda ‘Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarı’nın da geleneksel lideri konumunda. Petrol Sanayi Derneği (PETDER) verilerine göre Petrol Ofisi, yüzde 24,9’luk pazar payı ile 2010’da üstlendiği madeni yağlar ve kimyasallar pazarındaki liderliğini 9 yıldır aralıksız sürdürüyor. Şirketin, madeni yağ ve gres üretimi Kocaeli, Derince’deki yıllık 140.000 ton üretim ve toplam 65.000 ton depolama kapasitesine sahip, ileri teknoloji fabrikasında gerçekleştiriliyor. Fabrikada üretilen Maxima ve Maximus başta olmak üzere 350’yi aşkın ürün, Türkiye’nin dört bir yanındaki 16.000 noktada satışa sunuluyor. TÜRKAK’tan 84 farklı testten akredite madeni yağ laboratuvarının yer aldığı, sadece Türkiye’nin değil geniş bir coğrafyanın alanında en gelişmiş merkezi olan Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi – POTEM, sadece Petrol Ofisi’ne değil, başta kamu kuruluşları olmak üzere tüm sektöre hizmet veriyor. Petrol Ofisi’nin ileri üretim teknolojisi ve POTEM’in Ar-Ge gücü ile geliştirilerek üretilen madeni yağları, zengin ürün çeşitliliği ile Türkiye’nin bu alandaki hemen hemen tüm ihtiyaçlarına tek marka altında ideal çözüm sağlıyor. Petrol Ofisi Madeni Yağlar, otomotivin yanı sıra tarımdan, sanayiye, denizcilikten, makinaya kadar birçok sektörün ihtiyaçlarını karşılıyor.
Üretilen madeni yağlar 4 kıtada 33 ülkeye ihraç ediliyor
Petrol Ofisi tarafından üretilen madeni yağ ve kimyasallar, Türkiye pazarının yanı sıra dünyanın dört bir yanına da ihraç ediliyor. 2018 yılında toplam satış hacmi 120.000 tonu bulan bu ürünlerden yaklaşık 10.000 tonu, 4 kıtada 33 ülkeye ihraç edildi. Petrol Ofisi’nin ihracat pazarları arasında Irak, Romanya, KKTC, Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Yemen, Libya, Tunus, Rusya, Kosova ve Bosna Hersek gibi ülkeler başı çekti. Ayrıca ilk kez ihracat yapılan Pakistan ile Şili gibi ülkeler ise Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın uzak pazarlara erişimine örnek teşkil ettiler.
2018’deki cirosuyla Türkiye’nin en büyük üçüncü şirketi
Her alanda yarattığı güçlü etki ile Türkiye’nin en önemli ulusal değerlerinden biri olan Petrol Ofisi, istihdam ve ekonomi alanlarında da çok büyük katkılar sağlıyor. Capital 500’ün 2018 verilerine göre Petrol Ofisi, 49,9 milyar TL’lik toplam satış geliri ile Türkiye’nin en büyük üçüncü şirketi konumunda. Bu büyüklüğünü istihdam alanında da gösteren Petrol Ofisi, Genel Müdürlüğe bağlı 800’ü aşkın çalışanın yanı sıra bayileri üzerinden on binlerce kişilik dolaylı istihdam yaratıyor.
