21.4 C
İstanbul
20/09/2024
Türkiye'den

Madeni yağ sektöründe katma değerli ürünler

Bir önceki yazımda Madeni Yağ Sektöründe Markalaşma ve Turquality’den bahsetmiştim.   Bu yazımda katma değerli ürünlerin önemine değinmek istiyorum. Yaklaşık 15 senedir iş dünyasında özellikle devlet ve iş insanları tarafından dile getirilmeye başlanan markalaşma, katma değerli ürünler ve üretimler konuşulmaya başlandı. Ben de Türkiye’deki katma değerli ürünlerin özellikle kimyasal ve mineral ürün grubunda kullanılan yerli ve yabancı katma değer oranlarından bahsedeceğim.

Peki gerçekten katma değer nedir? Katma değer dediğimiz şey aslında bir şirketin dışarıdan tedarik ettiği mal veya hizmetlerine kendi çevresinde eklediği değerler demektir; başka bir deyişle, bir şirketin herhangi bir dönemdeki cirosundan dışarıdan satın aldığı girdilerin maliyetleri çıkarıldığında kalan kısımdır.

Katma değer kavramı Ar-Ge, markalaşma ve teknoloji ile ilişkilidir ama mücbir sebeplerden ötürü araları tek yönlü ilişkiden de ibaret değildir. Çoğunlukla katma değeri karlı olarak algılamak veyahut üretim teknolojisinin gelişmişliği olarak görmek de pek sağlıklı olmayacaktır. Katma değer kavramını en doğru algılayacak kişiler tabiî ki katma değerli üretim yapma hevesinde olacak değerli sanayicilerimizdir. Ülkemizin oluşturacağı doğru stratejilerle beraber kurumsal, finansman ve operasyonel anlamda şirketlerin sermaye hissedarlarına da büyük bir sorumluluk düşmektedir. Markalaşma yolunda ilerlerken ve teknolojik gelişmelere ayak uydururken harcanacak yatırım ve Ar-Ge maliyetleri son derece yüksek olacaktır. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma durumuyla karşılaşmamak için dikkatlice hareket etmeli ve riskler en aza indirilmelidir. Yerli katma değeri yaratma–oluşturma ve sürdürebilme çabası ile harcanan emek, zaman ve maliyetlerini de göz önüne alınınca ulaşılan hedef; tümevarım olarak paha biçilemez olacaktır.

Türkiye’deki katma değerli ürünlerin özellikle kimyasal ve mineral ürün grubunda kullanılan yerli ve yabancı katma değer oranları aşağıdaki grafiklerle gösterilmiştir. OECD TIVA (Trade in Value Added) Turkey 2005-2015 raporlarında özellikle yabancı nihai kullanıcı talebinde yerli katma değer oranlarının sektörel karşılaştırmalı raporunda özellikle kimya sektörüne bakarsak yerli katma değer oranına ciddi bir talep gelmiş olduğunu görebiliriz.

 width= 

 

Aşağıda yer alan bir diğer karşılaştırmada da Türkiye’de faaliyet gösteren sektörlerde kullanılan yabancı-yerli katma değer oranlarını ve bu oranların Türkiye brüt ihracatındaki etkisini görmektesiniz. Özellikle kimyasal, tekstil, motorlu taşıtlar ve temel metaller sektörlerinde yabancı katma değer oranının yerli katma değer oranından fazla olduğu tespit edilmiştir.

 width=

 

Başka bir grafikte Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ya da İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) olarak bilinen uluslararası ekonomi örgütünün resmi sitesinde yayınlamış olduğu Türkiye Ülke İhracat Raporuna göre (Domestic Value Added in gross exports Turkey), brüt ihracatta yerli katma değer miktarı 2014 senesinde %81,83, 2015 senesinde %83,22, 2016 senesinde %83,47 oranında artmıştır. Aşağıdaki grafikten de anlaşılacağı üzere brüt ihracattaki yerli katma değer oranı seneler geçtikçe artmaya devam etmiştir.

 width=

 

Dünya Bankası tarafından 2000-2017 seneleri arasında Türkiye’nin açıklanmış göreceli üstünlüğü (RCA-Revealed Comparative Advantage) değerleri kimya sektöründe %0,34’ten 0,41’e ulaşmıştır. Bu orandaki artış Türk kimya ihracatının rekabet gücünün arttığı ve endüstriyel ürünlere yoğunlaşıldığı anlamına gelmektedir. 

Peki katma değeri nasıl artırmaya devam edeceğiz? Çağımız gereği bir şirket olarak katma değerli ürün oluşturmak ileri ve yönetim teknolojisini kullanmakla mümkündür ve bu yöntemleri kullanarak başarıya ulaşmış örnekler de pek ala mevcuttur.

Devletimiz çıkarmış olduğu 4691 ve 5746 sayılı destek ve teşvik kanunları ile Türkiye’de faaliyet gösteren sanayicilerimize katma değerli ürün üretebilmeleri için yardımcı olmaktadır. Madeni yağ sektöründe Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun resmi kayıtlarına göre yaklaşık 129’a yakın faaliyet gösteren madeni yağ üreticimiz bulunmakta olup bunlardan yalnızca 8 tanesi kurmuş oldukları yenilikçi Ar-Ge merkezleri ile bu destek ve teşviklerden yararlanmaktadır. 

Ülkemizin coğrafik konumu ve stratejik yapısı göz önüne alındığında, Türk madeni yağ ihracatında yüksek katma değerli ürünlere yoğunlaşmanın ve bu ürünleri üretmenin ülke ekonomisine avantaj sağlayacağı gibi, Türk Madeni yağ sektörünü de daha itibarlı, karlı ve daha değerli bir konuma taşıyacağı da kesindir.   

 

Kaynakça:

http://www.oecd.org/Turkey/

Benzer Haberler

ELGI’nin 32. Genel Kurulu’nda POTEM’den sunum

Lubricant World

Madeni yağlar pazarının lideri 2021 yılında da Petrol Ofisi

Lubricant World

Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Notlar

Mehmet Erkan