Ülkemizde yenilenebilir kaynaklı enerji yatırımlarının lokomotifi konumundaki rüzgar endüstrisinin yerlileşme için ivme kazandığı bu yıla, 6872 MW kurulu güç ile başladık. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven’in “sürdürülebilir, öngörülebilir ve yerlilik oranı yüksek bir piyasa oluşturmak” şeklinde belirttiği amaç doğrultusunda, yatırım süreçlerinde yavaşlamadan ilerlemek isteyen sektörümüz 2020 sonrasındaki belirsizliğin çözüme ulaşmasını ve duraksama olmamasını bekliyor.
Rüzgar gücü üretiminde her bir rüzgar türbini mühimken, bu güç yağlama gücü ile verimlilik, süreklilik ve ömür kazanır. Rüzgar enerji sistemi en uygun yağlama yağı ve gres seçimi ile yağlandığında, maliyet artışına neden olacak pahalı bakım ve onarımlar gerekmez. Doğanın ortasında, zorlu iklim şartları altında ve çoğu kez erişimi oldukça zor yerlerde bulunan, kritik bileşenlere sahip rüzgar enerji sistemleri, titreşim, sıcaklık, kirlilik, mekanik yük gibi zorlamalarla karşı karşıya kalır. Böylece planlanmamış hizmet dışı süreler, duruşlar uzayabilir. Bu nedenlerle, rüzgar endüstrisine özel, karlılığı artıracak, eskime süresi uzun ve teknolojik başarısı kanıtlanmış yağlayıcı tedariği ile otomatik yağlama sistemleri kullanımı gerekli ve önemlidir. İyi bir yağlama güvenlik, bakım masrafı azaltma ve artan türbin verimliliği demektir. Rüzgar türbinleri mevcut en iyi yağlayıcı ve yağlama yöntemini hak eden, metalik kısımları kritik devasa çiçeklerdir. Teknik bakımları ihmal edilemez.
Rüzgar enerji sistemlerinde, şekilde görüldüğü gibi farklı yağlama noktaları bulunur ve her bir nokta için en uygun yağın seçimi zorunludur. Piyasada başarısını kanıtlamış yağlayıcı seçeneklerinin bulunması rüzgar enerjisi endüstrisini destekler. Rüzgar enerjisi üreticisinin dikkate alması gereken ikinci mühim husus ise kullanılmış yağlama yağının mevzuata uygun bir şekilde yönetimini sağlamaktır. Bunun yanı sıra, üretici sorumluluğu bağlamında her bir tedarikçinin de yağının atık yönetim sürecini takibi önemlidir.