17.7 C
İstanbul
21/09/2024
Tesis İnceleme

ACEA sıfır emisyona geçiş için adımların hızlandırılması gerektiğine dikkat çekiyor

AB için yeni bir siyasi dönem başlarken, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), Avrupa’da ulaşımda sıfır emisyona geçişi sağlamak için acilen kapsamlı bir plan çağrısında bulunuyor. Bu ksapsamda, şarj ve yakıt ikmal altyapısının önemli düzeyde geliştirilmesinin yanı sıra satışları arttırmak için etkili alım teşviklerinin sunulması ve bu sayede AB tarafından belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesine katkıda bulunulması gerekiyor.

ACEA, AB’deki elektrikli ve diğer alternatif motorlu araçların tüketiciler tarafından daha güçlü bir şekilde benimsenmesini sağlayacak ‘temel faktörler’ üzerine yıllık raporunun ilk baskısını Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıttı. AB tarafından belirlenen son derece iddialı 2025 ve 2030 CO2 hedeflerine ulaşılması isteniyorsa, bu tür araçların satışının hızla artması gerekiyor.

Bu nedenle, ACEA raporu 2023’te Avrupa Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek olan CO2 hedeflerinin orta vadeli incelemesinden önce altyapı ve teşvikler (ikramiye ödemeleri ve primler gibi) ile ilgili kaydedilen ilerlemenin izlenmesini amaçlıyor.

ACEA Başkanı ve PSA Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Tavares, “Sektörümüz, ulaşımda sıfır emisyona mümkün olduğunca hızlı bir şekilde ulaşma konusunda istekli. Ancak bu geçiş ortak bir sorumluluktur ve 360 derece yaklaşım gerektirir” diyor.

Tavares, “Müşterilerimize sürekli artan sayıda alternatif motorlu araç seçeneği sunuyoruz. Buna paralel olarak, AB devletleri, altyapı yatırımlarını ciddi oranda hızlandırarak, bizim bu araçları piyasaya sürme hızımıza yetişmelidir. Ayrıca, AB genelinde tutarlı sürdürülebilir alım teşvikleri hayata geçirmelidir” diye ekliyor.

ACEA’nın 2019 ilerleme raporu, 2018 yılında tüm Avrupa Birliği’nde elektrikle çalışan araçlar (EÇA’lar) için 145.000’den daha az şarj noktası bulunduğunu ortaya koyuyor. Her ne kadar bu rakam beş yıl öncesine göre üç kattan daha yüksek olsa da, 2030 yılına kadar kurulması gereken en az 2,8 milyon şarj noktasının henüz çok gerisinde kalıyor ve bu da önümüzdeki on yılda 20 kat artış kaydedilmesi gerektiği anlamına geliyor.

Ancak tek sorun altyapı eksikliği değil. Altyapının AB’deki dağılımındaki büyük dengesizlik de sorun teşkil ediyor. ACEA’nın son analizine göre, AB’nin toplam yüzey alanının yaklaşık dörtte birini kaplayan dört ülke – Hollanda, Almanya, Fransa ve İngiltere – AB’deki tüm EÇA şarj noktalarının yüzde 75’inden fazlasını oluşturuyor.

Ek olarak, EÇA’ların piyasada tutulmaları ile her 100 km yol başına düşen şarj noktalarının sayısı arasında bariz bir bağlantı vardır. Her 100 km yol başına 1’den daha az şarj noktasına sahip olan hemen hemen tüm AB ülkelerinde EÇA pazar payı da yüzde 1’in altındadır.

Diğer bir önemli konu da alım gücüdür. Yeni ACEA verileri, elektrikle çalışan araçların piyasada tutulmalarının ülkenin yaşam standardı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. EÇA pazar payının yüzde 1’den az olduğu tüm AB üye ülkelerinde kişi başına GSYİH 29.000 Avronun altındadır. Orta ve Doğu Avrupa’daki birçok ülke, Yunanistan, İtalya ve İspanya bu ülkeler arasında yer alıyor.

Carlos Tavares, “Nerede yaşadıklarına veya finansal durumlarına bakılmaksızın, herkesin ulaşım hakkını korumamız gerekir” diye vurguluyor. “Ulaşım temiz, güvenli ve uygun fiyatlı olmalıdır.”

 

ACEA raporundaki başlıca bulgular

  1. Alternatif motorlu araçların piyasada tutulması
  • Elektrikle çalışan araçlar 2018’de satılan tüm araçların yüzde 2’sini oluşturuyor (2014’ten bu yana 1,4 yüzde puanlık artış).
  • Hibrit elektrikli araçlar AB’deki yeni binek araçların yüzde 3,8’ini oluşturuyor (son beş yılda 2,4 yüzde puanlık artış).
  • Doğal gazla çalışan araçlar 2018’de satılan tüm araçların yüzde 0,4’ünü oluşturuyor (2014’ten bu yana 0,4 yüzde puanlık düşüş).
  • Yakıt hücreli araçlar şu anda AB’deki toplam araç satışlarında son derece küçük bir paya sahip.
  1. Yeni binek araçların CO2 emisyonları
  • 2017 yılında benzinli araçlar AB’de 2009’dan bu yana ilk kez en çok satılan araç tipi oldu.
  • 2017 yılında, kayıtlar başladığından beri yeni araçlardan ilk CO2 artışı (yüzde 0,3) kaydedildi.
  • 2018 yılında dizel satışlarında daha da büyük bir düşüş ve benzin talebinde daha güçlü bir yükseliş görüldü, yeni araçlardan kaynaklanan CO2 emisyonlarında yüzde 1,8 oranında artış kaydedildi.
  1. Alım gücü
  • Elektrikle çalışan araçların (EÇA’lar) piyasada tutulması ile bir ülkenin kişi başına düşen GSYİH’si arasında doğrudan ilişkili bulunuyor, bu da alım gücünün tüketiciler için büyük bir engel olduğunu gösteriyor.
  • Orta ve Doğu Avrupa’daki AB üye ülkelerinin yanı sıra İspanya, İtalya ve Yunanistan dahil olmak üzere, EÇA pazar payının yüzde 1’den az olduğu tüm ülkelerde GSYİH 29.000 Avronun altındadır.
  • EÇA pazar payı yalnızca GSYİH’si 42.000 Avrodan yüksek olan ülkelerde yüzde 3,5’in üzerine çıkıyor.
  • Sadece 12 AB ülkesi EÇA alıcılarına ikramiye ödemeleri veya primler sunuyor. Bu alım teşvikleri ve özellikle de bu teşviklerin parasal değerleri, Avrupa Birliği genelinde büyük ölçüde farklılık gösteriyor.
  • (Satın alma ve mülkiyet ile ilgili) vergi muafiyeti ve indirimler de hesaba katıldığında, dört üye devlet EÇA’lar için herhangi bir vergi avantajı veya teşvik sunmuyor.
  1. Altyapı mevcudiyeti
  • EÇA altyapısının kurulması konusunda önemli gelişme kaydedilmiş olmasına rağmen, AB genelinde mevcut toplam şarj noktası sayısı (144.000) gereken sayının çok gerisindedir.
  • Avrupa Komisyonu tarafından yapılan muhafazakar tahminlere göre, 2030 yılına kadar en az 2,8 milyon şarj noktasına ihtiyaç duyulacak. Bu, önümüzdeki 12 yıl içinde 20 kat artış olacağı anlamına geliyor.
  • AB’nin toplam yüzölçümünün yüzde 27’sine tekabül eden dört ülke – Hollanda, Almanya, Fransa ve İngiltere – AB’deki tüm EÇA şarj noktalarının yüzde 76’sına sahip.
  • Her 100 km yolda 1’den az şarj noktası olan AB üye devletlerinin neredeyse tümünde EÇA pazar payı yüzde 1’in altında.
  • 2018’de 11 AB ülkesinde yalnızca 47 hidrojen dolum istasyonu mevcuttu.
  • 17 üye devlette hiç hidrojen dolum istasyonu yoktu.
  • AB’de 2014’ten bu yana kaydedilen yüzde 17,5 artışla bugün 3.400 doğal gaz dolum istasyonu bulunuyor.
  • Bu dolum noktalarının üçte ikisi iki ülkede yoğunlaşıyor (İtalya ve Almanya).

Benzer Haberler

Yağ analizlerinde maliyet ve zaman avantajı nasıl sağlanır?

Lubricant World

En gelişmiş üretim tesislerinden biri: NYCO Tournai Üretim Tesisi

Lubricant World

Makine parkını yenileyen Rexoil’in hedefi uluslararası marka olmak

Lubricant World