“Yanımda dünya markası ELF’i görmek beni hayata karşı bir kez daha güçlendirdi.”
Doğukan Manço
TotalEnergies Turkey Pazarlama, ikonik ELF markasının iletişimi kapsamında profesyonel drift pilotu Doğukan Manço ile iş birliği anlaşması imzaladı. Anlaşma süresince macerasever bir motor sporları tutkunu olan Doğukan Manço’nun madeni yağ partneri ELF olacak. Manço ile otomobillere olan tutkusunu, drifti ve yeni projelerini konuştuk.
Otomobillere ilginiz nereden geliyor?
Otomobil sevdam aslında aileden geliyor. Annem de babam da spor ve klasik otomobilleri sever ve sürerlerdi. Ben de onlardan etkilenerek otomobillere karşı ilgi duymaya başladım. Ancak babamın bir lafından etkilenmiş olmalıyım ki araçlara bakış açım erken yaşta değişti. Şöyle demişti: “Oğlum ben öyle her yerde sürekli gördüğün ve herkesin bindiği otomobillere binmem, arabanın ruhu benimle uyumlu olmalı, beni yansıtmalı.” O günden beri genelde sayısı kısıtlı, zor ulaşılan, sadece para vererek değil de emek vererek sahip olunabilecek otomobiller daha çok ilgimi çeker oldu.
Şu an sahip olduğum araçların tamamı ellerimin değdiği, mutlaka bir katkıda bulunduğum ve piyasada kolay bulunmayan araçlardan ibaret. Hepsinin bir ismi var. İsmi olmayanlar ise sadece günlük kullandığım oturgaçlı götürgeçten ibaret.
Peki, neden drift?
Çocukken, Amerikan filmlerinde yanlayan otomobilleri görürdüm. Kartingde bunları yapmaya çalışırdım. Yaşım biraz daha büyüyünce eski evimizin olduğu yerdeki kum sahaya gidip yanlamaya başlardım. Tabii, o yaşlarda yapmaya çalıştığım şeyin drift olduğunu bilmiyordum. YouTube da yoktu. İnternette Japonların videolarını fark ettim ve araştırmaya başladım. Eğitim için ABD’ye gittikten sonra biriktirdiğim parayla bir Nissan aldım. Drift yapanların yanına giderek, onlardan nasıl yapılacağını öğrendim. Hızlı geliştim çünkü pist tecrübem vardı. Türkiye’ye döndükten sonra da bir otomobil aldım ve onu geliştirdim. O gün bugün devam ediyorum.
ELF markası ile olan iş birliğinizden bahsedebilir misiniz? ELF’i tercih etmenizin sebebi nedir?
ELF, beni geçmişe götüren bir marka… Belçika doğumlu olduğum için Avrupa ülkelerinde görüp tanıdığım ve yarış otomobillerinin üzerinde gördüğümde ilgimi çeken bir markaydı. Kendi ayaklarımın üzerinde durup ilk satın aldığım otomobil Renault Clio Sport’tu. Bugünlerde hala sahip olduğum ve restorasyonuna başladığım bu otomobili bundan 26 – 27 yıl önce dergilerde görüp aşık olmuştum.
Çocukluğun da getirdiği bir ilgi ile sürekli yarış otomobillerini takip ederdim ve bir gün karşıma o çılgın araç çıkmıştı, ELF sponsorluğunda yarışan Renault Clio Maxi. O gün hayalini kurdum, belki ben de bir gün bu araçtan alırım, kimbilir belki bu aracımda ELF imzası olur diye… Daha çocuk yaşta bu marka, yarışlar sayesinde aklıma başarı ve güveni aşıladı.
ELF motor yağlarını test etmek için bir de buz tutan Çıldır Gölü’nü seçmiştiniz. Gerçekten zorlu bir parkur olmalı. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Hayaller gerçekleştirmek için kurulur. Ya kalkar adım atar gerçekleştirirsiniz ya da uzanır hayal kurmaya devam edersiniz. Yıllardır bu hayalimi gerçekleştirmek istiyordum ve bunun için çok adım attım. Ben bu adımları atarken YouTube üzerinde binlerce kişi çalışmalarıma ve hayallerime
tanıklık etti. En büyük hedefim sadece buzdan bir pistte yarışmak değildi, insanlara ‘Hayallerinizin peşinden koşun’ mesajını aşılamaktı. Buza çıktığım için çok mutluydum ancak bir hayali gerçekleştirirken yanımda dünya markası ELF’i görmek beni hayata karşı bir kez daha güçlendirdi. Kuşkusuz; Türkiye’nin çok zor şartlarında, en aksiyon dolu otomobil içeriklerinden birini ortaya çıkarmayı başardık. Bu, geleceğe atılan bir tohumdu.
Bir sürücü olarak, yüksek performansın ilk beklenti olduğu motor sporlarında motor yağları ve diğer araç sıvılarının katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ELF, geçmişten bu yana dönem dönem kullandığım bir marka. Bir zamanlar tek otomobilim olan Renault Clio Sport’un tercih ettiği marka ve bana her daim güven verdi, asla yarı yolda bırakmadı. Bugün geldiğim noktada yarış pilotu olarak şunu eklemek isterim. Bir yarış pilotu yarış esnasında çok fazla alana konsantre olur. Bunlardan bir tanesi pilotun yarış çizgisi ve yarış stratejilerini düşünmesi. Bir diğeri ise bu stratejileri düşünürken fiziki kondisyonunu da koordine etmesi çünkü beden yorulunca diğer alandaki koordinasyonları etkiler. Ancak çok önemli bir durum daha var. Bütün bunlar olurken, yarış pilotu aynı zamanda motorun ve mekanik aksamın durumunu da takip eder, motorun sesini dinler. Bu noktada kullanılan yağ, modifiye parçaları ve ustaların işçiliği devreye girer. Eğer pilot bunlara güveniyorsa yarışta endişesi kalmaz ve diğer alanlara daha fazla enerji ayırabilir. Aracının
yarı yolda kalma endişesi ortadan kalkar ve limitleri daha çok zorlayabilir. İşte ELF geçmişten günümüze kendini bu alanda kanıtlamış bir marka.
ELF markası ile gerçekleştirdiğiniz iş birliği çok heyecanlı olacağa benziyor. Buna benzer videolar yayınlamaya devam edecek misiniz?
Projelerimiz zamanla daha kıymeti bilinir hale geliyor. Şu an ülke şartlarında biri neredeyse imkansız denecek kadar zor, diğeri ise sayısı çok az olan ama yine de başardığımız iki farklı otomobil restorasyon projesi olarak devam ediyorlar. Araçlarımızın bir tanesi yüzde 75 diğeri ise yüzde 50 oranında tamamlandı. Yüzde 75 oranında tamamlanan Türkiye’de sadece 14 adet bulunan 1985 model Toyota Corolla aracımız bitmeye yakın üçüncü projemiz devreye girecek. O proje ise az önce belirttiğim, ELF sponsorluğunda yarışmış olan Renault Clio Williams aracının replika projesi.
Bu üç projenin ardından elbette sıra dışı araç restorasyon ve modifikasyonlarım devam edecek ancak ufukta bunlardan çok daha büyük bir projem var. Çoğu mühendislik fakültelerinin de dahil olduğu üniversite öğrencileri ile geliştirmeyi planladığım ancak gizlilik şartları gereği şu an açıklayamadığım bir başka Ar-Ge ve Ür-Ge gerektiren bir projenin sunum aşamasındayım.