Türkiye’de özel greslere duyulan ihtiyacı ülke içerisinde karşılamak, dışa bağımlılığı azaltırken sanayiciye daha ulaşılabilir ve yüksek kaliteli ürünler sunmak amacıyla kurulan Vario Mühendislik, Ar-Ge gücüyle özel ihtiyaçları karşılama konusunda iddialı.
Vario Mühendislik ve Üretim Teknolojileri A.Ş.’nin kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz? Kuruluş amaçlarını ve nasıl hayata geçirildiğini dinlemek isteriz.
Vario Mühendislik’in kuruluş hikayesi aslında biraz da tesadüfen oldu. Şirketteki ortaklarım aslında yemeklik yağ sektörüne anahtar teslimi fabrikalar kuran bir şirketin sahipleriydi. 2008 yılında tanıştığım ortaklarımın zamanla özel gres ve madeni yağların reaktör ve tesis kurulumuna da girmelerini sağladık. Aradan yıllar geçtikçe iş ve arkadaşlık ilişkilerimiz daha da gelişti. Çok sık yaptığımız görüşmelerin bir tanesinde mevcut işimi bırakmayı düşündüğümden ve başka hedeflerim olduğundan bahsettim. Ben bunları anlattığımda sadece dinleyip bazı telkinlerde bulunduktan sonra “Biz yapalım bu işi” dediler. İlk başta tabi düşünüyorsunuz biraz; riskleri, yapılabilirliği, ekibi vs. Sonra gerekli fizibilite çalışmalarını yaptıktan sonra şirketi 1 ay gibi kısa bir zamanda kurmaya karar verdik ve 2019’un sonlarında resmi olarak Vario Mühendislik şirketimizin kuruluşu tamamlanmış oldu.
Şirketi kurarken üzerinde durduğumuz en önemli konu özel greslerin fason üretimlerinin yapılmasıydı. Dünyada buna benzer örnekler var. Çok özel proseslerde ve ağır şartlarda çalışan bu tür greslerin fason üretimlerini gerçekleştirmekteki amacımız hem dışa bağımlılığın azaltılması hem de sanayici ve bayilerin ürünlere daha kolay, daha hızlı ve daha ekonomik ulaşmalarını sağlamaktı. Bu doğrultuda da çalışmalarımıza devam etmekteyiz.
Tayfun Bey, şirketin kurucu ortaklarından biri olarak sizi yakından tanımak isteriz. Sizi ülkemize yerli ürün kazandıracak ve ihracat hacmimizi artıracak bir fabrikanın kurulması yönünde adım atmaya götüren fikirlerinizi paylaşabilir misiniz? Bu bağlamda sektör ile ilgili deneyimlerinizi ve görüşlerinizi de paylaşır mısınız?
1981 İskenderun doğumluyum. 2005 yılında bu sektörde çalışmaya başladım. Bu sektöre 2 yıllık MYO mezunu bir laborant olarak girdim aslında. Yıllar geçtikte işimi sevmeye ve yaptığım işten büyük zevk almaya başladım. Bir yandan kendimi geliştirirken bir yandan da eğitimime devam ettim. 2010 yılında gittiğim askerlik sonrası 2011 yılının ikinci yarısında başka bir şirketin kurucu fabrika müdürü olarak çalışmaya başladım ve o şirkette 8,5 yıl çalışarak ekibimle birçok ilklere imza attık. Yurtiçinde ve yurtdışında katıldığım çok sayıda fuar, organizasyon ve müşteri ziyaretleri ile pek çok tecrübe kazandım. Ama hayatımı üretim ve Ar-Ge anlamında değiştiren -ışıklar içinde uyusun- Sayın Nevzat İlter hocam olmuştur. Hani bir tabir vardır: Balık vermemek, tutmayı öğretmek diye, işte 2 yıl boyunca birlikte yürüttüğümüz çalışmalarımızda bana bu anlamda çok şey öğretti.
Bakanlıklarda, üniversitelerde 10’un üzerinde proje hazırladım ve sunumlar, paneller gerçekleştirdim. Tüm bunları yaparken mühendislik diplomamı aldım ve hemen ardından yüksek lisans eğitimimi (MBA) tamamladım. En verimli olduğumu düşündüğüm dönemde ise Vario Mühendislik şirketimizin kuruluşunu tamamlayarak üretime kaldığım yerden devam ediyorum.
Ürettiğim ve üretimini planladığımız ürünler ülkemizde neredeyse hiç üretilmeyen endüstriyel ve özel ürünlerdir. Bu ürünleri ülkemizde üreten şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. İşte biz de buradan yola çıkarak kuruluşumuzu gerçekleştirdik. Aslında ülkemizde büyük olan bu açığı bir nebze olsa kapatmak niyetindeyiz. İhracat anlamında ise bulunduğumuz coğrafya dünyaya ulaşmak açısından biçilmiş bir kaftan. Limanlar, gümrük kapıları, hava limanları ile dünyanın her yerine çok kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Özellikle ülke olarak ihracatın büyük bir kısmını gerçekleştirdiğimiz Ortadoğu ülkelerine çok kolay ulaşma imkânımız var.
Şu anda Vario Mühendislik olarak hangi sektörlere hizmet ediyorsunuz ve ne tür ürünler sunuyorsunuz?
Firmamız uzun yıllardır sanayicilerimizin kullanmak zorunda olduğu, yurtdışında üretilen gresleri ülkemizde üreterek hem ülke ekonomisine katkıda bulunmayı hem de sanayicilerimize daha uygun hizmet-fiyat avantajını sunmayı hedefliyor. Ürettiğimiz gresler, demir-çelik sanayi, kimya sanayi, otomotiv sanayi, kâğıt sanayi, tekstil sanayi, çimento-seramik sanayi, inşaat, madencilik, enerji ve diğer sektörlere hitap edebilmektedir.
Sanayicilerimizin farklı ihtiyaçlarını karşılayacak çok çeşitli ve özel ürünlerimizi farklı ambalaj ve markalama seçenekleri ile sunuyoruz. Her adımda müşterilerimizin iş ortağı olmak için gerekli bilgi birikimine, deneyime ve sektörel tecrübeye sahibiz.
Bu ürünlerin üretildiği Osmaniye tesisiniz konum itibariyle ihracat bakımından kolaylık sağlayacak bir noktada. Tesisin üretim hacmi nedir? Yurtiçi ve yurtdışı satış hedefleriniz nelerdir?
Konum açısından Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi şu anda ülkemizin parlayan yıldızı diyebiliriz. Bunun başlıca nedenleri; fiziki coğrafya açısından uluslararası iki limana yakınlığı (İskenderun 56 km, Mersin 137 km) ve İskenderun-Osmaniye arasında bulunan irili ufaklı 13 limana kolay erişiminin olmasıdır. Bulunduğumuz Organize Sanayi Bölgesi’nin içerisinden tren yolu geçmesi için yapılan projede sona gelmesi, ülkemizde üretilen demir ve çeliğin yüzde 50’sinin bu bölgede üretilmesi, ülkemizin en uzun otobanının ortasında yer alması (İstanbul-Şanlıurfa) ve 3 havalimanının kesiştiği bölgede bulunması (Adana-Gaziantep-Hatay) Osmaniye’yi bu anlamda çok önemli bir noktaya taşıyor.
Tesisimiz sadece özel greslere hitap etmek amacıyla kurulduğu için toplamda tek vardiyada 1.500 ton/yıl üretim hacmimiz var. Ancak ortaklarımın iş kolu bu tarz tesis kurulumu olduğu için ilk kurulumda 10.000 ton/yıl olacak altyapı hazırlandı. O bakımdan 2 ay gibi bir zamanda tesis kapasitesi hemen arttırılabilir. İlk amacımız ithalatın önüne geçmek olduğu için öncelikle sanayicilerimize ve bayilere bu ürünleri ulaştırmak ana hedefimizdir.
Analiz, test ve Ar-Ge alanlarındaki faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
Yeni ve teknolojik ürünler üretmenin, müşteri ve sektör sorunlarına çözüm bulmanın, rekabetin ve markalaşmanın vazgeçilmez bir unsuru olduğunun bilincindeyiz. Bu bakımdan laboratuvar altyapısından gelmiş biri olarak, kurmuş olduğumuz laboratuvar ile hem sektörden gelen özel analiz taleplerine cevap vermeyi, hammadde ve ürünlerin kalite kontrollerini yapmayı hem de yeni ürünler geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Ar-Ge anlamında ise çok bilinçli ve iddialıyız. Bu iddiamızı daha önce bizzat yürüttüğümüz ve onaylanan birçok Ar-Ge projesi ile kanıtlamış bulunuyoruz.
Yer aldığımız onaylanan projeler:
- Koruyucu Yağlar - Kalkınma Bakanlığı 2013
- Kalsiyum Sülfonat Kompleks Greslerin Geliştirilmesi - KOSGEB 2015
- Kalsiyum Sülfonat Kompleks Greslerin Üretimi ve Üretim Teknolojilerinin Geliştirilmesi - KOSGEB 2016
- Silikat Gresler - KOSGEB 2018
- Nanotanecik İçeren Ağır Hizmet Gresi - TUBİTAK 2019
- Savunma Sanayi İçin Zor Şartlar Gresi - KOSGEB 2019
