13.2 C
İstanbul
19/11/2024
Makale

Semih Çalışkan – Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Madeni Yağ Sektörü

Sürdürülebilirlik kavramı, çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarıyla her sektörde önem kazanıyor. Karbon emisyonlarının azaltılması için Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gibi mekanizmalar kullanılıyor. ETS, işletmelere karbon salınım hakları tanıyarak, bu hakların ticaretini mümkün kılıyor ve çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. İşletmeleri daha düşük karbon emisyonlu üretim süreçlerine geçmeye teşvik ederek de uluslararası rekabet güçlerini artırmayı amaçlıyor. Türkiye, 2025 yılına kadar kendi ulusal Emisyon Ticaret Sistemini devreye almayı hedeflerken, bu sistemin madeni yağ sektörü gibi enerji yoğun endüstriler üzerinde önemli etkileri olacağı aşikâr.

Sürdürülebilirlik kavramı son aylarda oldukça gündemde olan bir konu. Sürdürülebilir sıfatının neredeyse her sektörde her ürün ve hizmette kullanılması için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Sürdürülebilirlik kavramı üç boyuttan meydana geliyor: i) Çevresel Sürdürülebilirlik, ii) Sosyal Sürdürülebilirlik ve iii) Yönetişim Sürdürülebilirliği. Çevresel Sürdürülebilirlik boyutunda en popüler konu ise günümüzde karbon emisyonları. Bu yazımızda karbon emisyonlarının ekonomiye direkt etki yöntemlerinden biri olan emisyon ticaret sistemlerinden bahsedeceğiz.

Emisyon Ticaret Sistemi, adından anlaşılacağı üzere, karbon emisyonlarının ticareti anlamına geliyor. İşletmeler, otoritenin kontrolünde, kurallar çerçevesinde birbiriyle emisyon ticaretini gerçekleştiriyor. Pazara yakınlığımız ve ihracattaki payımız sebebiyle, ülkemizin ilgilendiği ve uymaya çalıştığı sistem Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi. AB Emisyon Ticaret Sistemi 2005 yılından bugüne, yani yaklaşık 20 yıldır devam ediyor. Birlik bu konuda oldukça büyük bir tecrübeye sahip.

Ülkemizde emisyon ticaret sistemi ve karbon ayak izi vergisi kavramları son aylarda Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in açıklamalarıyla gündemi meşgul ediyor. Konu ile ilgili açıklamalara yönelik doğru bilgiye ulaşmaksa bir hayli güç. Sizler için Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve sektöre olan etkilerini açıklamak üzere bu yazıyı kaleme aldım.

Emisyon Ticaret Sistemi’nin işleyişi ve amacı

ETS, işletmelere belirli bir karbon salınım hakkı tanıyarak, bu hakların alım-satımını mümkün kılar. Bir işletme, kendisine tahsis edilen karbon salınım miktarını aşarsa, bu fazla salınımlar için karbon kredisi satın almak zorunda kalır. Bunun yanı sıra, emisyon limitlerinin altında kalan işletmeler, ellerinde kalan karbon haklarını piyasada satarak ek gelir elde edebilirler. Bu sistem, karbon salınımını azaltma konusunda işletmelere ekonomik teşvikler sunar ve aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği destekler.

Emisyon Ticaret Sistemi’nin devreye alınmasındaki temel amaç, enerji yoğun sektörlerin neden olduğu sera gazı emisyonlarını azaltmaktır. Avrupa Birliği’nin 2005 yılında uygulamaya koyduğu Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS), dünyadaki en büyük ve en etkin emisyon ticaret sistemi olarak biliniyor. Türkiye, 2025 yılı itibarıyla kendi ulusal ETS’sini devreye almayı hedefliyor ve bu doğrultuda çeşitli adımlar atıyor.

Türkiye’de ETS’nin uygulanması ve madeni yağ sektörüne etkisi

Madeni yağ sektörü, enerji yoğun bir endüstri olması nedeniyle karbon salınımlarının azaltılmasına yönelik düzenlemelerden büyük ölçüde etkileniyor. Bu bağlamda, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), sektörde faaliyet gösteren işletmelerin çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. ETS, enerji yoğun sektörlerde karbon salınımlarını sınırlandırarak, işletmelerin çevreye olan etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan piyasa temelli bir mekanizmadır.

Türkiye’deki madeni yağ üreticileri, yüksek enerji tüketimleri nedeniyle ETS kapsamına alınabilecek işletmeler arasında yer alıyor. 2023 yılında yayımlanan “Türkiye Karbon Piyasaları Yönetmelik Taslağı” ile ülkemizde ulusal ETS’nin devreye alınması için ilk adım atılmış oldu. Bu taslak, Türkiye’nin 2025 yılına kadar ETS’yi tam anlamıyla uygulamaya koyma hedefini yansıtıyor. Türkiye’nin ETS’si, karbon tahsisatlarının yönetilmesi ve piyasaların düzenlenmesi amacıyla EPİAŞ (Enerji Piyasaları İşletme A.Ş.) tarafından işletilecek.

Madeni yağ sektörü, yüksek karbon salınımı potansiyeli taşıyan bir endüstri olduğundan, ETS’nin uygulanması bu sektör üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak. ETS, sektörde faaliyet gösteren işletmeleri, daha düşük karbon emisyonlu üretim süreçlerine geçmeye teşvik edecek. Bu durum, işletmelerin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını sağlarken, aynı zamanda uluslararası rekabet güçlerini artıracak.

“ETS, sektördeki işletmeleri daha düşük karbon emisyonlu üretim süreçlerine geçmeye teşvik ederek, hem çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını hem de uluslararası rekabet güçlerini artırmalarını sağlayacak.”

Yeşil dönüşüm ve madeni yağ sektöründe fırsatlar

ETS, madeni yağ üreticilerine yeşil teknolojilere yatırım yapmaları için ekonomik teşvikler sunuyor. Düşük emisyonlu üretim süreçlerine geçiş yapan işletmeler, karbon ticaretinden elde ettikleri gelirlerle rekabet avantajı sağlayabilir. Örneğin, karbon salınımını azaltan bir madeni yağ üreticisi, elindeki fazla karbon tahsisatlarını satarak ek gelir elde edebilir. Bu gelir, işletmenin daha çevreci teknolojilere yatırım yapmasını kolaylaştırır ve uzun vadede maliyetlerini düşürmesine yardımcı olur.

ETS’nin getirdiği bir diğer önemli fırsat, sektördeki işletmelerin karbon ayak izlerini azaltmaları ve bu sayede uluslararası pazarda daha rekabetçi hale gelmeleridir. Avrupa Birliği gibi büyük pazarlar, karbon ayak izini düşük tutan ürünlere daha fazla önem veriyor. Bu durum, Türkiye’deki madeni yağ üreticilerinin ETS sayesinde bu pazarlara daha kolay erişim sağlamalarını mümkün kılacak.

Karbon yönetimi ve sektördeki stratejik planlama

ETS’nin uygulanması, madeni yağ sektöründe stratejik bir planlama sürecini de beraberinde getirecek. İşletmeler, karbon emisyonlarını izlemek ve raporlamak zorunda kalacaklar. Bu süreç, sektördeki şirketlerin çevresel performanslarını daha iyi anlamalarına ve iyileştirmeler yapmalarına olanak tanıyacak. Ayrıca, karbon emisyonlarının izlenmesi ve yönetimi, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştıracak.

ETS’nin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için, madeni yağ sektöründeki işletmelerin karbon ayak izlerini azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmeleri gerekiyor. Bu stratejiler arasında enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve düşük karbonlu üretim teknolojilerine yatırım gibi önlemler yer alabilir.

“Madeni yağ sektörün bu sisteme adaptasyonu hem çevresel hem de ekonomik kazanımlar elde etmesine olanak tanıyacak.”

Emisyon Ticaret Sistemi, Türkiye madeni yağ sektörünün çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlaması için güçlü bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Sektörün bu sisteme adaptasyonu hem çevresel hem de ekonomik kazanımlar elde etmesine olanak tanıyacak. Madeni yağ üreticileri, ETS sayesinde daha düşük karbon salınımlı üretim süreçlerine geçiş yaparak, uluslararası pazarda rekabet güçlerini artırabilir ve uzun vadede maliyet avantajı sağlayabilir. Bu nedenle, ETS’nin sektördeki işletmeler tarafından benimsenmesi ve etkin bir şekilde uygulanması, hem Türkiye’nin çevresel hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak hem de sektörün gelecekteki başarısını güvence altına alacak.

Benzer Haberler

Sera Gazı Emisyonlarında Kapsamları Keşfedelim

Lubricant World

Apurva Gosalia – ‘K’ Külfet Değil ‘Kısmet’ Demek

Lubricant World

Trafo Yağı Test Ekipmanı Termal Arızaların Peşinde

Lubricant World