İKMİB Başkanlık seçimlerinden başarıyla çıkan Adil Pelister, başkanlık döneminde neler yapacağını, sektöre neler vadettiğini anlattı. Kimya endüstrisine yönelik geliştirdiği projelerle sorunları gidermeyi hedefleyen Pelister, madeni yağ sektörünün problemlerini de yakından takip ediyor.
İKMİB Başkanlığı döneminizdeki temel hedefleriniz nelerdir? Fark yaratmak istediğiniz projelerden bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi, kimyanın kalbinde yetişen biri olarak 23 Şubat’ta İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği İKMİB’e başkan adaylığımı açıkladım. Yoğun bir seçim kampanyasının ardından İKMİB Başkanlığına seçildim. “Biz Birlikte Güçlüyüz” mottosuyla yola çıkan, sektörümüzün önde gelen temsilcilerinin yer aldığı bir yönetim ekibimizle kazandık. Yeni dönemde; sektörümüzün tüm sorunlarını yeniden ele alacak, kalıcı çözümlerimizle ihracatçımızın önündeki tüm zorlukları kaldıracak ve yenilikçi projelerimizle birliğimizi yarınlara taşıyacağız. Tüm alt sektörlerimizle birlikte tek vücut olarak kimya sektörünün değerine değer katacak yeni bir dönemi başlatıyoruz. Bunun için de ‘Beşi Bir Yerde’ değerinde projelerimizi oluşturduk.
1. Yeşil pasaport için alt sınırın 100 bin dolara çekilmesi projemiz hazır
- İhracatçı KOBİ’lerimiz, yeni pazarlara daha hızlı ulaşmalı ve ülkemiz ihracatına daha fazla katkıda bulunmalı.
- KOBİ’lerimizin yurt dışında şahlanması için, yeşil pasaport alt sınırının 100 bin dolara çekilmesi ile ilgili özel bir çalışma başlatacağız.
- Ayrıca, ihracatçımıza vize kolaylığı getirebilmek için İKMİB bünyesinde özel bir “Vize Ofisi” kuracağız.
2. Dijital İhracat Platformu ile e-ticaretin yıldızı olacağız
- Gelişen sanayimizi ve ihracattaki başarımızı geleceğe taşımak için sektörümüzde dijital dönüşüm seferberliğini başlatacağız.
- E-ticaretin daha kolay öğrenilebilmesi ve günümüzün değişen ticari koşullarına hızla adapte olabilmek için “Dijital İhracat Platformu” kuracağız.
- Bu platformla birlikte ihracatçımızın e-ticaret platformlarında en etkin şekilde yer almasını sağlayacağız.
- E-ticaret eğitimlerimiz ve dijital dönüşümün önünü açacak maddi desteklerimizle üyelerimizi yeni ticaret trendlerinde söz sahibi yapacağız.
- Tüm sektörlerimizin e-ticaret dönüşümünü sağlayarak ticaretimizin geleceğine yön vereceğiz.
3. İhracatçımızın finansmana erişimini kolaylaştıracağız
- Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere küçük ölçekli ihracatçımızın sermayesini yalnızca işletme sermayesi olarak kullanmasına fırsat tanıyacağız.
- Küçük Ölçekli Organize İhracat Bölgeleri oluşturulması için azami gayret göstererek bu planı hayata geçireceğiz. Böylece en düşük sermayeli sanayicimizin bile üretimden direkt ihracat yapmasını sağlayacağız.
- İhracatçılarımızın direkt finansmana ulaşması konusunda vadelerin 18 aydan 36 aya çıkarılması için sektörümüzün sözcüsü olacak ve bir eylem planı hazırlayacağız.
- Yeni hedef pazarlara açılmada Eximbank sigortalama ve limit talep geri dönüş sürelerinin kısaltılması için çalışacağız.
- Tareks sistemini yeniden ele alıp ihracatçımıza muafiyet sağlayacağız.
4. Yerlileştirme atağının öncüsü kimya sektörü olacak
- İhracatta 3. sırada yer alan kimya sektörümüzü marka projelerimizle kalıcı olarak 2.’liğe yükselteceğiz.
- “Sanayi ve İhracatta Yerlileştirme Atağı” kapsamında öncelik tanınan 5 ana alt sektörümüz için özel bir eylem planı oluşturacağız.
- Beş ana alt sektörümüz petrokimya, polimerler, aşılar, nano-teknolojik ürünler ve amino bileşenler özelinde kurduğumuz ‘Yerlileştirme Danışma Kurulu’ ile destek projelerimizi hayata geçireceğiz.
- Yatırım rakamları, yerlileştirmesi uygun hammadde ve ara malların listelenmesi çalışmalarımızı tamamlayacağız.
- Seçimlerin hemen ardından Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri ile bu kapsamda yapacağımız çalışmalar için bir araya geleceğiz.
5. Adil bir sektör temsiliyetiyle Türkiye Tanıtım Grubu fonlarından ve Türkiye Ticaret Merkezleri’nden en üst seviyede istifade edeceğiz
- Başta Turquality olmak üzere, markalaşma ve marka desteklerinden yararlanabilmek için “Sektörel Danışma Komiteleri” kuracağız.
- Kimya sektöründe stratejik öneme sahip projelerimizle Türkiye Tanım Grubu fonlarından en yüksek katkıyı alacağız.
- Türkiye Tanıtım Grubu kapsamında özel bir road show düzenleyerek, hedef sektörlerdeki ürünlerimizi dünyanın en büyük 50 perakende zincir mağazasının yöneticilerine tanıtmak üzere küresel ölçekte bir çalışma başlatacağız.
- Küresel zincir marketlerin Türkiye’de global satın alma ofislerinin kurulması için çalışma yapacağız.
- TİM bünyesinde dünyanın çeşitli noktalarında kurulan Türkiye Ticaret Merkezleri’ndeki kimya İhracatçımızın sayısını yükselteceğiz.
- Devlet desteklerine ek olarak “Kimya Alt Kümesi” kuracağız. Bu sayede hedef pazarlarımız bünyesinde bütün sene açık fuar olma özelliği taşıyan Türkiye Ticaret Merkezleri’nden istifade edeceğiz.
Türkiye ihracat sıralamasında kimya sektörünün daha üst sıralara çıkması konusundan biraz daha bahsedelim. Sektörün bu kadar büyüyebileceğine inanıyor musunuz?
Türkiye kimya sanayi genç ve dinamik yapısı ile küresel ekonomiden önemli bir pay alabilecek potansiyele sahip. Lojistik avantaj sağlayan coğrafi konumumuz, kaliteli ve esnek üretim yapabilme gücümüz sayesinde rekabet edebilme açısından önemli bir konumda bulunuyoruz. Dünyada kimya sektörü ticaret hacmi, yaklaşık 4 trilyon dolar seviyesinde seyrediyor. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli düşündüğümüzde, küresel kimya sektörü içinde aldığı payı çok daha yükseltebileceğini görüyoruz. Bizim de hedefimiz ilk olarak sektörümüzü ihracat sıralamasında kalıcı ikinciliğe taşımak. Bunu yapmak için önümüzde hiçbir engel yok.
Sizce ihracatta başarılı olmanın sırrı nedir? İhracat yapan şirketlere tavsiyede bulunmak ister misiniz?
Öncelikle üretmiş olduğumuz ürün ya da hizmetimizi nereye satacağımıza karar vermekle başlamak gerek, işte tam bu noktada kendi firmanızın ve rakiplerin analizi ve pazar araştırması hayati önem taşıyor! Dünya pazarlarının ve tüketicilerinin ihtiyaçları hiç durmadan değişiyor. İhracatınızın başarısı için, bu ihtiyaçları ne kadar çabuk keşfeder, ürün ve serviste yenilik sunabilirseniz, o kadar iyi olur. Yeni eğilimler yaratıp, devamını getirmek de bir o kadar önemlidir. Firmalarımıza en büyük tavsiyem AR-GE ve inovasyona önem vermeleri olur.
Küresel madeni yağlar pazarında Türkiye 1,1 milyar dolar ihracat hacmi ile 32. sırada yer alıyor. Madeni yağ ihracatında Türkiye’yi daha iyiye taşımak için planlarınız nelerdir?
Son yıllarda uluslararası firmaların Türkiye’de fason üretim yaptırması suretiyle, ülkemiz madeni yağ üssü haline geldi. Katma değeri yüksek olan madeni yağ, ülkemiz ihracatında önemli yer almaya devam ediyor.
Madeni yağ üretiminde kullanılan baz yağın ithalatta dahilde işlem belgesi alamaması dolayısıyla oluşan ÖTV kadar teminatın vergi dairesine vermesi ciddi bir maliyet oluşturuyor. Yurt içinde tek tedarik yeri olan TÜPRAŞ’tan baz yağın madeni yağ üretiminde kullanmak amacıyla ihraç kayıtlı alınamaması sektörün ciddi sorunları arasında yer alıyor. Kaldı ki ÖTV’nin önce ödenmesi, ihracat sonrası ÖTV iade taleplerinin uzun sürmesi ciddi finans yükü getiriyor. Türkiye’ye ithal edilen madeni yağlarda TSE zorunluluğu yokken, madeni yağ üreticilerin ürettikleri ürünlere TSE alma sorunluluğu haksız rekabete yol açıyor. Ayrıca EPDK’ya yıllık ciro üzerinden ödenen katkı payları madeni yağ üreticilerine diğer bir maliyet unsuru olarak yansıyor.
Bu sorunların ivedilikle çözülmesi, madeni yağ ihracatının artmasını sağlayacağı için önerilerimizi ilgili kurumlara sunacağız.
Türkiye’deki madeni yağ şirketlerinin yurtdışındaki tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine destek olan Madeni Yağ Dünyası Dergisi ile ilgili görüş ve önerileriniz nelerdir?
Türk madeni yağ sektörünün tek dergisi olan Madeni Yağ Dünyası Dergisi, madeni yağ firmalarımızın yurtiçi ve yurtdışında tanıtımında önemli bir yere sahip. Derginin Türkçe ve İngilizce yayınlanması, birçok ülkede dağıtımının yapılması sektörümüze olumlu yansıdığını görüyoruz. Derginin aynı zamanda internet üzerinden yayın yapması da ayrıca madeni yağ sektörünün uluslararası tanıtımına büyük hizmet ediyor.