Madeni yağ sektörünün değişen dinamiklere rağmen önemini koruyacağını belirten Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Direktörü Aslı Yetkin Karagül, Türkiye’nin yurtiçi ve yurtdışı satışlarıyla elektrikli araç pazarında orta vadede önemli bir rol oynayacağını dile getiriyor.
Şu anda tüm sektörler ve insanlık için en öncelikli konulardan biri olan COVID-19 salgını ile başlamak isteriz. Herkes için çok zor geçen bu dönemde Castrol olarak pek çok destek projesine imza attınız, bize bu çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?
2020 tüm dengelerin değiştiği bir yıl oluyor. Tüketiciler ve müşteriler nezdinde önceliklerin yeniden şekillendiğini hep birlikte görüyoruz. Güvenilir bir marka olmak, kriz anlarında hızlı şekilde çözümler bulabilmek her zamankinden daha büyük önem kazandı.
Castrol Türkiye olarak, COVID-19’un ülkemizde de görülmeye başladığı günden itibaren; bu süreçten etkilenen toplum, paydaşlarımız ve çalışanlarımızla her an yan yana olmaya gayret ettik. Bu dönemin hem ülkemiz hem de Castrol’ün tüm paydaşları açısından en az etkiyle atlatılması için iş süreçlerimizi koşullara adapte ettik. Müşterilerimiz ve tüketicilerimizle konuşmaya, onların işlerinde ve yaşantılarında Castrol desteğini hissetmelerine odaklandık.
Pandemi sürecinden herkes farklı şekillerde etkileniyor. Yalnızca hastalığa yakalananlar değil, herkes farklı etkilerle karşı karşıya kalabiliyor. Bu durumun biraz da olsa hafifletilmesine yardımcı olmak amacıyla ustalarımıza Uzman Eller Destek Hattı oluşturduk. Ustalarımız, telefon ile, psikolojik veya sağlıklı beslenme ile ilgili danışmanlık veren uzmanlarla birebir görüşebiliyorlar.
Bu süreçte de müşterilerimize verdiğimiz eğitimlerimize dijital platformlardan devam ettik. İletişim yöntemlerimizi artırarak sürdürdük ve bunların büyük kısmının hayatımızda kalacağını söyleyebilirim. COVID-19 ile daha da artan hijyen hassasiyetimiz sonucu, tüketicilerimize dokunan noktalar olan özel servislerimizi hijyen ve dezenfektasyon konusunda yönlendiriyor ve malzeme temini konusunda da yardımcı oluyoruz. Gemlik tesisimizde de toplumsal faydayı gözeterek çalışmaya ve üretmeye devam ettik. Ofis çalışanlarımız, ofiste olması zorunlu olan sınırlı sayıdaki personel dışında evden çalışıyor.
Özellikle bu dönemin ruhunu da ortaya çıkaran yeni iş birliklerine başladık. Ahbap Derneği ile bir iş birliği yaptık ve COVID-19 pandemisinin yarattığı olumsuz etkilere maruz kalan usta, kalfa, çırakların ihtiyaçları için onlara destek verdik. Ayrıca usta, kalfa, çırakları; yetkinliklerini artırabilecekleri Usta Eller platformumuza davet ettik.
Tüm dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zorlu süreci, yılların deneyimi, güçlü yapımız, müşterilere ve tüketicilerimize yakın duruşumuzla en iyi şekilde atlattığımızı düşünüyorum.
Sektörümüzün geleceği bugünden epey farklı olacağa benziyor. Hem salgının etkileri, hem elektrikli araçların kullanımının artması için yapılan çalışmalar hem de çevre hassasiyetlerinin daha da önem kazanması ile birlikte, tüketim ve kullanım alışkanlıklarında değişiklik öngörüyor musunuz? Madeni yağ üreticilerini neler bekliyor?
Son yıllarda dünya çapında emisyonların azaltılması için ülkeler pek çok kararlar alıyorlar. Araç üreticileri hibrit ve elektrikli araç çözümlerine yönelmeye başladı bile. Bugün baktığımız tablo, orta ve uzun vadede üretilecek araçların içten yanmalı motorlardan, hibrit ve elektrikli araçlara doğru değişmeye başlayacağını gösteriyor. Üretilen yeni otomobillerin 2040’ta yarısından fazlasının halen içten yanmalı motorlu otomobiller olacağı tahmin ediliyor, 2050’de ise yeni üretilen araçların yüzde 70’nin hibrit ve elektrikli otomobil olması bekleniyor. Hibrit araçlarda motor yağının kullanılacak olması, elektirikli araçlarda da şanzıman, bataryalar ve yürüyen aksamlarda yeni teknolojilere uygun formüllerle kullanılacak e-sıvılar ve e-gres gibi ürünlere ihtiyacın devam edecek olması, madeni yağ sektörünün önemini sürdüreceği anlamına geliyor.
Bu durum, yeni teknolojileri hedefleyerek geliştirilen e-sıvıları da hayatımızda daha sık görmeye başlayacağız anlamına geliyor. Elektrikli araçlarda e-şanzıman sıvıları ve batarya soğutma sıvıları önümüzdeki beş sene içinde daha çok hayatımıza girecek. Öyle ki, elektrikli araçlar için geliştirdiğimiz e-şanzıman ve batarya soğutma sıvılarımız ekipman ve araç üreticilerince kullanılmaya başlandı bile. Halihazırda elektrikli otomobil ekosisteminde önemli bir rol oynamaya başlayan parça ve ekipman üreticileriyle yaptığımız ürün geliştirmeler ile pazardaki pek çok elektrikli aracın içinde Castrol e-sıvılarını görüyoruz. Çin’in en büyük araç üreticilerinden SAIC’nin otomobillerinden Jaguar’ın I-Pace’ine kadar olan araçlarda Castrol e-sıvıları var.
Global arenada edindiğimiz Ar-Ge tecrübelerimizi aktarmak amacıyla Castrol Türkiye içinde de bir çalışma grubu kurduk. Ülkemizin elektrikli araç teknolojisine daha etkili şekilde geçiş yapacağı döneme hazırlıklı olmak üzere; hibrit ve elektrikli otomobil pazarının araç, parça ve ekipman üreticileriyle çalışmalarımıza şimdiden başladık. Türkiye’nin de orta vadede elektrikli araç pazarında yurt içi ve yurtdışı ihracatlarıyla önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz.
Hem sektör açısından hem de Castrol özelinde yılın ilk yarısına ilişkin genel değerlendirmenizi almak isteriz.
Türkiye’de 2019 yılına kadar büyüyen bir madeni yağ pazarı vardı ve madeni yağ sektörü son iki-üç senede yüzde 6-7 oranında büyüdü. Bunda tabii yaklaşık olarak bir milyon adede ulaşan otomobil ve ticari araç satışlarının etkisi vardı. Ancak hem yeni araç satışlarının 2018 ve 2019’da gerilemesi hem de global ekonomik bazı dalgalanmalar tüm sektörleri olduğu gibi madeni yağ sektörünü de olumsuz yönde etkiledi. Keza önceki yıllarda bir milyona yakın rakamlarda seyreden yeni araç satışları, 2019 yılında 480 bin adetlere kadar geriledi. Bunun etkisinin bir kısmını 2019’da ve 2020’nin ilk üç ayında gözlemleye başladık. PETDER rakamlarına göre madeni yağ pazarı 2018’e göre yaklaşık yüzde 8 daraldı. Türkiye’nin lokomotif sanayisi olan otomotiv sektörü, inişlere çıkışlara rağmen hala büyüme potansiyeline sahip bir sektör olarak dikkat çekiyor. Bu da madeni yağ sektörünü doğru orantılı şekilde etkiliyor.
Petrol Sanayi Derneği’nin (PETDER) 2020 ikinci çeyrek verilerine göre; Türkiye’de çok dereceli motor yağı kullanımında yüzde 28,8 pay ile pazar liderliğimizi sürdürüyoruz. Otomotiv madeni yağlar pazarında yüzde 23,2 pazar payı ile ilk yarıyı kapattık. Endüstriyel alanda ise katma değerli hizmet verdiğimiz sektörlerde büyümeye devam ediyoruz.
Türkiye’de üretim ve ihracat konusunda ne durumdayız?
Türkiye’deki Gemlik tesisimiz yıllık 85 milyon litreyi aşan dolum kapasitesi ile, Avrupa, Rusya, Afrika, Orta Asya ülkelerini hedefleyen toplam Castrol bölge kapasitesinin yıllık madeni yağ üretiminin yüzde 12’sini kapsıyor. Burada yılda 85 milyon litrelik madeni yağ ve türevlerinin üretimini yapıyoruz. Bu üretimin yüzde 85’i iç pazara yüzde 15’i ise dış pazara sunuluyor. Ayrıca ihracatımızın artışına paralel olarak dolum kapasitemizi artırma esnekliğimiz bulunuyor. Geniş ihracat ağımız ve kapasitemiz ile İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin son yayınlanan ihracat listesinde ilk üçte yer alıyoruz. İhracat yaptığımız ülke sayısı ve tonajını artırmayı amaçlıyoruz. Yakın zaman içinde kesinleşmesini beklediğimiz yeni destinasyonlar ile, ihracat yaptığımız ülke sayısı da artış gösterecek.
Castrol olarak yeni döneme dair planlarınızı da paylaşabilir misiniz?
Castrol olarak yeni dönemde de öncelikle müşteri ve paydaşlarımızın ihtiyaçlarına yönelik yeni ürün ve tekliflerimizle yanlarında olmaya devam edeceğiz. 2020’nin başında, binek motor yağları kategorisinde en çok tercih edilen ürün markası Castrol MAGNATEC’in yeni teknolojisini tüketicilerimiz ile buluşturduk. Castrol MAGNATEC Akıllı Molekülleri ile dünyada bir ilkti. Yeni DUALOCK Teknolojisi ile bir üst seviyeye taşıdığımız Castrol MAGNATEC’i reklam filmleri ile tüketicilerimize, birebir organizasyonlarla ustalarımıza anlattığımızda çok olumlu geri dönüşler aldık.
Bunun yanı sıra, ticari motor yağı markamız Castrol VECTON iletişim kampanyasına da Temmuz ayında başladık. Ticari motor yağı grubunda dünyanın ilk karbon nötr ağır vasıta motor yağı olan Castrol VECTON’un sunduğu özellikleri kamyon şöförlerimize ‘Castrol Yol Arkadaşım’ platformundan da anlatmaya devam ediyoruz. Bunlarla birlikte, motor yağı dışında, araçların tüm madeni yağ ihtiyaçlarına yenilik getirmesini amaçladığımız bazı yeni ürünlerin hazırlığı içindeyiz. Ürünlerimizi tüketicilerimize ulaştırabileceğimiz yeni dijital satış kanallarını da müşteri portföyümüze ekliyoruz.
Castrol’ün araç üreticileriyle global ortaklıkları çerçevesinde Renault Formula-1 takım sponsorluğunun yanısıra Renault ve Dacia’nın satış sonrası ürünleri de artık Castrol Türkiye tarafından sağlanıyor. VW ile motorsporlarında partnerliğimizi elektrikli araçlar ve e-sıvılar alanında VW ID.R ile yeni bir platforma taşıdık. Ford ile uzun yıllara dayanan iş birliğimiz; ilk dolum ve satış sonrasında, globalde Castrol Ford M-Sport ve Türkiye’de de Castrol Ford Team Türkiye ile motor sporlarındaki çalışmalarımızla sürüyor.
Paydaşlarımızla beraber tüketicilere yağ değişim hizmetinde fark yaratabilmek amacıyla servis ağlarımız için müşteri tekliflerimizi sürekli geliştirip yeniliyoruz. Bu amaçla özel servislerimizdeki ustalarımıza eğitim ve paylaşım platformu olarak tasarladığımız ‘Usta Eller’ dijital platformumuzu aktif olarak kullanıyoruz. Castrol Türkiye ve Bosch Car Services olarak iş birliğimizle geliştirdiğimiz bakım kampanyamıza Temmuz ayından itibaren başladık. Önümüzdeki dönemde de bizler için büyük önem taşıyan ve her yıl güçlenerek artan lider araç üreticileri ve servis sağlayıcıları ile ortaklıklarımızı sürdüreceğiz. Birlikte geliştirdiğimiz hizmet ve ürünlerimizle genişleyen iş birliklerimiz, müşterilerimize en iyi hizmeti sunmamıza yardımcı olacak.
İçerisinde bulunduğumuz süreci de her zaman göz önünde bulundurarak, iş planlarımızda ‘önce sağlık’ diyerek önümüzdeki süreçte de şartlara uygun şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Talepler üzerinden olası değişimleri takip ederek esnek çalışma yapımızı sürdüreceğiz.
Son olarak da bizler için her zaman ön planda olan sürdürülebilirlik konusunda da çalışmalarımız gelişerek devam edecek. Çatısı altında yer aldığımız bp’nin 2050 itibariyle veya daha erken bir tarihte mutlak surette tüm faaliyetlerde sıfır emisyona ulaşma hedefi bulunuyor. Biz de Castrol olarak bu operasyonlarımızdan başlayan, ambalaj ve ürün özeline kadar giden sürdürülebilir çalışma planlarımız içinde önceliklendirerek hız vereceğiz.