Türkiye’nin ilk Grup II+ baz yağ rafinerisi olan, bu anlamda teknoloji lideri konumundaki TAYRAŞ İleri Dönüşüm Rafinerisi, ömrünü tamamlayan yağlar için ikinci ve çok faydalı bir ömür sunuyor. Çevreye katkılarının yanı sıra, baz yağ arzında son dönemde yaşanan dalgalanmalarla birlikte arz güvenliğinde de ön plana çıkıyor. TAYRAŞ Genel Müdürü Aydın Özbey ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. İleri dönüşüme dair her şeyi ve Türkiye’de mevzuat ile birlikte gelen zorunluluğu Aydın Bey’e sorduk.
Aydın Bey, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Yaklaşık 7 yıldır TAYRAŞ Genel Müdürüyüm. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldum. İş yaşantım boyunca hidrokarbonlarla çalıştım ve son olarak onların atığı olan atık yağlar üzerine çalışıyorum. Ham petrol, akaryakıt, LPG ile ilgili, özellikle operasyonel anlamda ülkemizin önde gelen şirketlerinde çalışma fırsatım oldu. Yaklaşık 8 yıl süreyle Petrol Sanayi Derneği’nde madeni yağlar ve atık yağlar ile ilgili olarak koordinatörlük görevini üstlendim. Bunun ardından TAYRAŞ’ta görevime başladım.
Ülkemizin ilk ve tek ileri dönüşüm tesisi olan TAYRAŞ Rafinerisini bize anlatır mısınız? Kuruluş hikayesini, tesisinizin üretim ve istihdam kapasitesini ve piyasaya sunulan ürünleri dinlemek isteriz.
TAYRAŞ dünyada uzun yıllardır başarı ile uygulanan atık madeni yağ rafinasyonu ile ilgili olarak endüstriyel ölçekte bir entegre çevre yatırımını ülkemize kazandırmak hayali ile 2011 yılında kuruldu.
Özellikle bu hayali kuran başta Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet Afşin Bey olmak üzere tüm hissedarlarımıza ülkemize bu milli serveti kazandırdıkları için teşekkürü bir borç biliyorum. Kurduğumuz hayale inanan ve bizlerden her zaman desteklerini esirgemeyen kamu, Petrol Sanayi Derneği, MAPESAD gibi sektörel sivil toplum örgütleri ve akaryakıt, madeni yağ ve atık geri dönüşüm sektörünün değerli insanlarına teşekkür ediyorum.
Bilindiği üzere bütün atık tipleri AB hedefleri ve ülkemizdeki mevzuatlara girdiği üzere önemli bir ham madde. Döngüsel ekonominin, yeşil dönüşümün ham maddeleri. Biz TAYRAŞ’ta geri dönüşümün bir ilerisi, ömrünü tamamlamış madeni yağlara mevcut en ileri rafineri teknolojisi ile katma değer katarak baz yağ üretiyoruz.
TAYRAŞ olarak yılda 60 bin ton faydalı ömrünü tamamlamış madeni yağı işleme kapasitesine sahip bir rafineriyiz. Ürettiğimiz Grup II+ Baz Yağlar ile cari açığa yılda 30 milyon dolar katkı yaratmayı hedefliyoruz. Halihazırda doğrudan 250 kişiye istihdam yaratıyoruz.
Rafinerimizin inşaatını 2021 başında tam olarak bitirdik ve su berraklığında ülkemizin ilk Grup II+ kalitesindeki baz yağını ürettik. 10 yılı aşan bir emek ile geldiğimiz bu aşama TAYRAŞ ailesi olarak bizleri son derece mutlu etti, ülkemiz için önemli bir projeyi gerçek anlamda hayata geçirmiş olmanın heyecanı içindeyiz.
Türkiye baz yağ talebinin yaklaşık yüzde onunu karşılayacak kapasitemizle, sıfır atık yönetimini en iyi şekilde uygulayarak, kaynak verimli, en iyi enerji, su ve atık yönetimi ile gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilir üretimimizle, düşük karbon ve su ayak izli, yüksek katma değerli baz yağları, TIDRABASE markasıyla pazara sunarken, teknolojimiz ve uygulama liderliğimizle öncü ve örnek olma hedefimiz var.
Ülkemizde bir ilk olarak atıktan üretimi yapılacak, su berraklığındaki Grup II+ Baz Yağlar üç farklı uygulama alanı için yüksek performans hedeflenen madeni yağ sektörüne, savunma sanayinden, otomotive ve endüstriye uzanan geniş yelpazede kullanım için stratejik bir ham madde olarak arz edilecektir.
Tabi bu üretimi gerçekleştirirken çevre ve iklim dostu teknoljiler ile sıfır atık felsefesiyle bir üretim hedefliyoruz ve bu yönde de Sıfır Atık Belgelendirme sürecimizi devam ettiriyoruz.
İleri dönüşüm nedir? Hidroişleme prosesi hakkında bilgi verir misiniz?
Bu sorunuza girizgah olarak öncelikle madeni yağın faydalı kullanım ömrünü tamamladığı süreçteki formu ile ilgili bilgi vermek isterim. Faydalı kullanım ömrü sona eren madeni yağ ve özellikle motor yağları yüksek basınç ve sıcaklık koşullarında yağlama görevini gerine getirirken içeriğine sürtünmeden kaynaklı metaller, yanmadan kaynaklı kirleticiler eklenebiliyor. Tabi ki bir de tükenen katkı maddeleri var.
Esasen TAYRAŞ İleri Dönüşüm Rafinerisinde biz atık yağın içeriğinde bulunan tüm kirleticileri fiziksel ve kimyasal reaksiyonlara sokmak suretiyle ayrıştırıyoruz ve içeriğindeki orijinal baz yağı alıyoruz.
Tabi tüm bu süreçler için dünya genelinde lisanslı birçok teknoloji bulunuyor. Hidro işlem teknolojisini diğerlerinden ayıran ve halihazırda dünyadaki en gelişmiş teknoloji yapan, distilasyon süreçlerinden çıkan hafif ve ağır distilatların içeriğinde bulunan kükürtlü bileşiklerin uzaklaştırılması, doymamış hidrokarbonların doyurulması ile birlikte API Baz Yağ sınıflamasında Grup II olarak tabir edilen noktaya getirilmesidir.
İleri dönüşüm mottomuz burada esasen hammadde olarak faydalı kullanım ömrü sona eren madeni yağı orijinal formuna döndürerek tekrar aynı amaç ile madeni yağ şirketlerimizin kullanımına sunmaktır.
Atık yağlardan Grup II+ kalitesinde baz yağ üretmek elbette ki hem ülke ekonomisi hem de çevremiz açısından çok değerli. Bu ürünün elde edilmesindeki incelikler nelerdir?
Tabi bu ürünün elde edilmesi sürecinde incelikleri daha iyi anlatabilmek adına biraz proses hakkında bilgi vereyim. Tesiste atık yağ depolama tanklarında bulunan yağlar öncelikle kostik işlemden geçirilmek suretiyle nötralize ediliyor. Sonrasında susuzlaştırma ve daha sonra üç aşamalı yani toplamda dört aşamalı bir distilasyon sürecine sokuluyor. Buradaki tüm işlemler vakum koşullarında gerçekleştiriliyor.
Bunun sonrasındaki hidroişlem süreci bu işin kalbi niteliğinde. İhtiyaç duyduğumuz hidrojeni de, sistemden aldığımız doğal gazı buharda reformlayarak tesisimizde ayrı bir ünitede üretiyoruz.
Tüm bu süreç entegre bir süreç, bu tıpkı ham petrol rafinerisinde işleyen sistem gibi. Bir yandan ısıtıyorsunuz, bir yandan soğutuyorsunuz; bir yandan buhara, bir yandan kızgın yağa, bir yandan vakuma, bir yandan hidrojene ihtiyacınız var. Bir yandan ortaya çıkan gazları ve atık suları yönetmeniz gerekiyor. Tüm bu sistemin bir beyni var. Bu beyni de kontrol odasında topladık. Baştan sonra tüm süreci, tüm bu sistemleri kontrol odasından görebiliyoruz.
TÜRKAK 17025 Akreditasyonuna sahip bir laboratuvarımız var. Gerek atık madeni yağa ilişkin yönetmeliğin öngördüğü testler, gerekse nihai ürün anlamında baz yağ ile ilgili birtakım testleri gerçekleştirebilen geniş kapsamlı bir laboratuvara sahibiz. Aynı zamanda da laboratuvarımızda, atıktan elde edebileceğimiz distilatların yani ara ürünlerin kalitesini ve miktarını önceden ölçebilecek bir simülasyon cihazına da sahibiz. Yani biz atık yağı sisteme beslemeden önce bu atık yağın içeriğindeki ürünlerle ne verimde ve hangi kalitede baz yağ üretebileceğimizi biliyoruz.
Bugün dünyada 125 bar basınçla hidroişlem sürecini yürüten tek rafineri TAYRAŞ’tır. Ürün kalitesi açısından bu çok önemli bir değer.
TAYRAŞ tarafından üretilen baz yağın dünya pazarındaki yeri nedir?
Ülkemiz ve dünya pazarında N70, N110 ve N220 olmak üzere üç farklı sınıfta baz yağ sunuyoruz. Metal işleme yağları, proses yağı, hidrolik yağ, tekstil yağı, ısı transfer yağı ve yüksek performanslı motor yağları üretiminde kullanılabilecek nitelikte baz yağlar bunlar. GEIR verilerine göre Özellikle AB ülkelerinde 2018 verilerine göre yaklaşık 3,7 milyon ton baz yağ talebi var. Bunun %17’si yeniden rafine edilmiş baz yağlardan elde ediliyor. Bu konuda tabi AB nezdinde de önemli bir pazar söz konusu.
Özellikle pandemi sürecinde ham petrol rafinerilerindeki arzın düşmesi sonrasında da bilhassa AB’de yeniden rafinasyon tesislerinin bu süreçte önemli bir rol üstlenerek kesintisiz baz yağ arzını da devam ettirdiklerini gördük. Bu da sektörümüz açısından mutluluk verici.
Sektörümüzün en hassas konuları arasında ilk yeri aldığını söyleyebileceğimiz atık yağlar konusunda TAYRAŞ olarak geleceğe yönelik hedefleriniz ve planlarınız nelerdir?
Grup II+ kalitesinde sürekli ve kesintisiz bir üretim gerçekleştirmek ve gerek çevresel gerekse ekonomik anlamda üretilen faydaların bilinmesini sağlamak ve bu alanda ve atık alanında yapılacak yeni yatırımlara esin kaynağı olmaktır.
Madeni yağ sektörü için gündemin en sıcak konularından biri, Atık Yağların Yönetimi Yönetmeliği ile getirilen zorunluluktur. Buna göre;
“Madeni yağ üretiminde; 2022 yılı için %8, 2023 yılı için %12, 2024 yılı için %15 ve sonraki yıllarda Bakanlığın belirleyeceği oranlarda atık yağdan üretilmiş baz yağ kullanılması zorunludur. Bu fıkrada belirlenmiş zorunlu kullanım oranlarına ithal edilen baz yağlar dâhil edilmez.” deniyor.
TAYRAŞ da atık yağları toplayan bir tesis olarak bu konuda ne düşüyor?
Tabi bu konunun AB Komisyonunda da konuşulmaya başlandığını görüyoruz. Döngüsel ekonominin yeşil dönüşümün ham maddesi olarak görülmesi sebebi ile biraz önce de ifade ettiğim üzere %17 oranında zorunlu olmayan, gönüllü bir kullanım var. Burada tabi ki pek çok neden var, karbon vergileri var. Atık yağdan üretilmiş baz yağ kullanarak harmanladığınız bir madeni yağın karbon ayak izi, ham petrolden üretilmiş baz yağa göre yaklaşık iki kat düşük. Dünyada şu anda karbon ayak izinin azaltılması için çok ciddi hedefler var. Bu konuya da bu perspektifte bakmak gerekir. Avrupa Birliği’nden de önce ülkemizde bu bir zorunluluk olarak mevzuata eklendi. Bu çerçevede Türkiye modelinin de AB’de tartışılmaya başlandığı duyuyoruz.
Türkiye’de kaliteli ve doğru atık yağ üreticisi var mı?
Ülkemizde bu alanda mevcut yatırımlar var. Bakanlığımızdan bu çerçevede lisans almış bulunan 3-4 firma mevcut. Bu yatırımcıların baz yağ arzı yapabilecek nitelikte ürün ürettikleri TÜBİTAK tarafından da tescillenmiştir. Zamanla yeni yatırımlar da gelecektir.
Biz TAYRAŞ olarak Grup II+ kalitesinde baz yağ üretiyoruz. Bu firmalar Grup I kalitesinde üretebilir. Bir başkası ileride Grup III üretebilir. Her ürünün kullanım alanı, alıcısı farklıdır. TÜBİTAK tarafından belgelenmiş ve yetkilendirilmiş tesisler bu anlamda arzı belirleyecektir. Zorunluluk vardır ancak arz olmadan da elbette ki harmanlama olamaz. Atık yağ dönüşüm sektörünün gelişimi hem madeni yağ sektörüne hem akaryakıt sektörüne katkı sağlayacaktır. Baz yağ üreticilerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi çok önemli.
Atık yağ toplama işinde sorunlar yaşanıyor mu? Ücretli mi toplanıyor ücretsiz mi?
Bu konu en az rafineri kurmak kadar önemli bir konu. Atık lojistiği konusunda büyük eksikliklerimiz var. Yönetim açısından bugüne kadar en mükemmel sistemi PETDER kurdu. Sağlık, emniyet, çevre, müşteri ilişkileri yönetimi gibi birçok unsuru içinde barındıran, toplumun bilinçlendirilmesini de kapsayan, sosyal sorumluluk projeleriyle de bunu destekleyen harika bir yapı. Bizim de bunu başarmamız lazım. Türkiye’nin atık yönetimine model olacak bir atık lojistik yönetim sistemine sahip rafinasyon tesislerine ihtiyaç var. Biz bu yönde önemli adımlar attık. Geniş bir kadro kurduk, altyapımızı hazırladık, önemli iş birlikleri kurduk. Belirli yerlerde transfer noktaları oluşturduk. Güzel bir model kurduk ve bu model ile tüm sektörümüze ilham kaynağı olmak istiyoruz.
Elbette ki ücret bir konu. Nihayetinde atık yağ bir ham madde. Ücret vermediğinizde bu ürünü başka şekillerde değerlendirme yoluna gidilebiliyor. Ücret veriyoruz ve bu ürünün ne amaçla kullanılacağını, hangi ürünün elde edileceğini onlara anlatıyoruz.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 400 bin ton madeni yağ tüketiliyor ve yaklaşık 275 bin ton faydalı kullanım ömrünü tamamlamış madeni yağ oluşuyor. Bu miktarın önemli bir kısmı, mevzuata uygun olarak (yani kayıtlı bir sistem içinde) toplanamayarak çevre ve ekonomi açısından kazanca ve istihdama dönüşemiyor.
TAYRAŞ olarak, lojistik konusunda da rafinerimizde olduğu gibi bir model oluşturmayı arzu ediyoruz. Şunu da özellikle belirtmek isterim, bizden esinlenmek, bilgi almak isteyen, bizi anlamak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık.