Petrol kökenli, sentetik ve biyoyağlama yağları yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerinde başta toprak, hava ve suda olmak üzere insan ve doğa sağlığına etki ederek iklim değişimine sebep olurlar. Çevre ve insan sağlığına potansiyel etkiler ve zararlar Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) ile ortaya konmaktadır. YDD ile Toksiklik; Ekotoksiklik; Solunum; Radyasyon; Ozon Tabakası İncelmesi; Alan Kullanımı; Asidifikasyon; Ötrofikasyon; Biyoçeşitlilik; Fosil Kaynaklar; Mineraller; Toprak – Su – Hava Kirliliği; İklim Değişikliği için etkiler ile İnsan Sağlığı; Ekosistem Kalitesi; Kaynakların Tükenmesi için zararlar ilgili standartlarla saptanmaktadır. Ürün Karbon Ayak İzi
(KAİ) ve Su Ayak İzi (SAİ) hesaplanarak ekoetiket, çevresel ürün beyanı ve ekotasarım çalışmaları da yürütülmektedir. Sözün özü ekosisteminin bozulmaması için adeta üretimlerde röntgen çekilerek, üretimi daha temiz, daha sürdürülebilir yapmak için çözümler saptanmaktadır. Çevresel etkilerin ciddiyeti raporlarda da ortaya konmaktadır.
11 Ocak 2022 tarihli Dünya Ekonomi Forumu Küresel Risk Raporu’nda tanımlı çevresel, jeopolitik ve ekonomik ve toplumsal on büyük risk içinde:
- İklim Eylemi Başarısızlığı
- Aşırı Hava Olayları
- Biyoçeşitlilik Kaybı
- İnsanın Çevreye Zararı
- Doğal Kaynaklar Krizi öne çıkmakta
Bu çevresel riskler diğer riskleri artırıcı etki de yaratmakta. Bu durum Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı (UNEP)’nın Şubat 2021 tarihli “İklim, Biyoçeşitlilik ve Kirlilik Gibi Acil Durumlarıyla Mücadele için Bilimsel Planı” ile de vurgulanmakta. 5 Haziran 2021’de başlayan BM Ekosistemi Yenileme On Yılı (2021-2030) boyunca iklim krizi, gıda ve su güvenliği, sağlık ve biyoçeşitlilik için seferberlik yapıyoruz. Çünkü gelecek on yıl son şansımız.
İşte bu nedenlerle yağlama yağları YDD çalışması ve çevresel etkilerinin azaltılması önemlidir. Çünkü yaşamda her yerde olan yağlama yağları toprakta ve suda, doğa ve insan ile etkileşimdedir. Yağlama yağları ve atık yağın bir damlası dahi yaşam döngüsü boyunca doğaya verilmemelidir. Yağlama yağı hidrokarbonlarının doğada yeri hiç ama hiç yoktur. Yağlayıcı ve atık yağ toprak ve/veya suya dökülme, saçılma, sızma yaptığında kara ve su ekosistemini olumsuz etkileyerek bitkilere, hayvanlara, mikroorganizmalara zarar verir. Doğamız baharla çoşuyor. Mart ayında 18 Mart Küresel Geri Dönüşüm Günü’nde “Yaratıcı İnovasyon”, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nde “Ormancılık ve Sağlık” ile 22 Mart Dünya Su Günü’nde “Değişimi Hızlandırmak” diyerek doğamızı öne çıkardık.
Yağlama yağları ve ambalajlarının KAİ hem üreticilerinin hem de yağlayıcıyı tüketenlerin iklim değişikliğine etkisini belirtir. Bu etkileri 2 Mayıs 2023’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayelerinde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tescilli yeşil yerleşkesinde VIII. İstanbul Karbon Zirvesi için bir araya gelerek irdeleyeceğiz. “İklim Dirençli Sanayi ve Güçlü Türkiye” diyerek iklim finansmanı, karbon ticareti ve iş dünyasının karbon yönetimi başarılarını tepe yöneticilerinden dinleyeceğimiz zirvede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve Türkiye İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın teşrifini bekliyoruz. “Türkiye’nin Yeşil Dönüşüm Yolunda Net Sıfır Hedefi” başlıklı konuşması ile zirvemizi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Orhan Solak onurlandıracak. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği 2023 Küçük Karbon Kahramanı Ödülü ile 2023 Düşük Karbon Kahramanı Ödülü takdimi yapacağımız konusunun ilk ve tek etkinliğine bekliyoruz. İTÜ’müzün tescilli yeşil yerleşkesine buyurunuz. Bekleriz.