22.1 C
İstanbul
04/10/2024
Türkiye'den

Çevre Dostu Yağlar Olabilir Mi?

Yağlama yağları özellikle de hidrolik sistem yağları; sızıntılar, dökülmeler, hat kopmaları ve montaj arızaları nedeniyle engellenemez biçimde çevreye yayılmaktadır. Zincir, demiryolu, çelik halat, şaft kovanı ve beton kalıp yağları gibi yağlayıcılar ise genel olarak tamamı açık havada ve çevre ile doğrudan temas halinde olan yüzeylere uygulandıklarından, giderek daha fazla oranda çevresel ortama karışmaktadır.

Bu sebeple özellikle çevresel açıdan hassas bölgelerde (tarım alanları, denizler, inşaat alanları, ormancılık) kullanılacak yağlar ve katkı paketlerinin yüksek seviyede çevresel uyumluluk göstermesi gerekmektedir. Bu amaçla Almanya, Avusturya ve İsviçre’de hem iç su yollarında hem de ormanlık alanlarda normal / klasik yağlayıcıların (C15-C40) kullanımı yasaklanmıştır. Ayrıca, Almanya tarafından en az %50’ oranında yenilenebilir içeriğe (C) sahip yağlayıcıların kullanımı teşvik edilirken, İskandinav ülkeleri ve Hollanda’da ise çevre dostu yağlayıcılara vergi muafiyeti uygulanmaktadır.

Bu noktada gün geçtikçe çevresel açıdan kabul edilebilir yağlayıcılar yani “çevre dostu yağlayıcılar” ön plana çıkmaktadır. Bu tip yağlayıcıların en temel özellikleri arasında hızlı biyobozunurluk, düşük çevresel toksisite ve sera gazı emisyonu ile daha az ham madde kullanımı (en az %25 geri dönüştürülmüş ambalaj) ön plana çıkar. Çevre dostu yağlayıcılar su ve toprak kirliliğini azaltırken aynı zamanda aşırı kaynak tüketimini de engellemektedir.

Günümüzde sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği gibi konular tüketiciler tarafından daha fazla ilgi çekmektedir. Bundan dolayı her 5 Avrupalı tüketiciden 4’ü bağımsız bir kuruluş tarafından sertifikalandırılmış olması koşuluyla “Eko Etiketli” ürünler satın almak istemektedir. Bu durum son yıllarda yağlayıcı seçimini de etkilemiştir.

Yağlayıcılar için ilk ekolojik kriter seti 1989 yılında Almanya’da Blue Angel tarafından yayınlanmıştır. AB’de ise yağlayıcılar hakkında ilk Eko Etiket kriterleri 2005 yılında yayınlanmış (2005/360/EC) ve bu kriterler sırasıyla 2011 (2011/381/EU) ve 2018 (2018/1702/EU) yıllarında revize edilmiştir.

AB Eko Etiket verileri incelendiğinde, yağlayıcıların 23 farklı ürün kategorisi arasında bulaşık deterjanları ve tekstil ürünlerinden sonra en hızlı büyüyen üçüncü ürün grubu olduğu görülmektedir. Bu anlamda ülkemizde de yağlayıcı satın alacak müşterilere çevresel açıdan uyumlu ve biyolojik açıdan parçalanabilir yağlayıcı satın alma fırsatı sunulması büyük önem arz etmektedir.

Bu sayede en iyi çevresel uygulamalar teşvik edilirken aynı zamanda yağlayıcıların çevresel etkileri de azaltılabilecektir. Ortaya çıkacak talep doğrultusunda daha iyi formüle edilmiş ve biyolojik olarak parçalanabilir yağlayıcılara cazip bir fırsat sunulacaktır. Bu eğilim sürdürülebilirlik için gerçekleştirilecek iyileştirme ve döngüsel ekonomi uygulamalarına da olumlu katkı sağlayacak olup çevre dostu yağların kullanımını destekleyecektir.

Benzer Haberler

Madeni Yağ Analizinin Karbon Ayak İzi Azaltma Sürecindeki Katkısı

Umut Arslan

İKMİB’den İhracatın Yıldızlarına Ödül

Lubricant World

Madeni Yağ Dünyası Dergisi webinarlara başladı

Lubricant World