Madencilik endüstrisindeki zorlu çalışma koşulları, madencilik ekipmanlarının hidrolik sistemleri üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Ancak Evonik Yağ Katkıları uzmanları, madencilik operatörlerine üretkenliği artırmak, yakıt tasarrufu yapmak ve güvenliği artırmak için bir yardım eli uzatıyor.
Türkiye çok çeşitli mineral kaynaklara sahip. Ülkenin madencilik açısından potansiyeli çok yüksek ve aynı zamanda doğal taş kaynakları bakımından da bir hayli zengin. Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayan madencilik ve doğal taş ihracatı, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında artarak 4 milyar 700 milyon dolara ulaştı. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Aydın Dinçer, “Dünyada 90 çeşit maden var. Bunun 70 çeşidi Türkiye’de mevcut,” diyor. Türkiye 2023’e kadar 15 milyar dolar ihracat değerine ulaşmayı hedefliyor, bu nedenle ihracat hacmini her yıl yüzde 20-25 oranında artırması gerekiyor. Üretimi artırmak için işletme maliyetlerini düşürmek ve verimliliği artırmak kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.
Bununla birlikte, yakın bir dönemde gerçekleştirilen çalışma, madencilik operatörlerinin önemli bir kısmının, doğru yağlayıcıyı seçmenin ve etkili yağlamanın yararlarının farkında olmadığını veya bu değerlendirmelerin önemsiz olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor. Bu çalışmaya göre, şirketlerin sadece yüzde 41’i doğru yağlama prosedürüne sahipken, yüzde 40’ı planlanmamış hizmet dışı kalma süresi sebebiyle 250.000 doların üzerinde tekrarlayan masraflarla karşılaştıklarını belirtiyor. Şirketlerin yüzde 60’ı maliyetleri yüzde 5 veya daha yüksek oranda azaltabileceğini kabul ederken, yüzde 10’dan daha azı yağlayıcıların etkisinin altı kat daha fazla olabileceğini dile getiriyor.
Sekiz ülkenin madencilik sektöründe (ABD, Almanya, Brezilya, Çin, Hindistan, İngiltere, Kanada, Rusya), pozisyonları gereği madeni yağ veya gres satın alma kararını veren, satın alma veya kullanma kararı üzerinde etki sahibi olan 181 personel arasında gerçekleştirilen bu kapsamlı araştırma, madencilik şirketlerinin yüzde 96’sının son üç yılda ekipmanlarda planlanmamış hizmet dışı kalmaya maruz kaldığını, şirketlerin yarısından fazlasının (yüzde 56) bu sorunların hatalı madeni yağ seçimi veya kullanımından kaynaklandığını kabul ettiğini ortaya koyuyor.
Bu nedenle, madencilik endüstrisinin zorlu ve sert koşullarında daha yüksek rekabet avantajı elde edebilmek için, ekipmanın tasarım özelliklerine, operasyonel parametrelerine ve çevresel şartları bir bütün olarak ele almak ve bu hususlara göre formüle edilmiş bir hidrolik sıvı kullanmak çok önemli. Evonik Industries’in Yağ Katkıları birimi, tescilli ve patentli DYNAVIS® teknolojisi ile yakıt verimliliği ve makine üretkenliğini arttırmak için çalışıyor.
Şimdiye dek yapılan pek çok kapsamlı çalışma ve saha uygulaması, kullanılan hidrolik sıvının yerine DYNAVIS® teknolojisiyle formüle edilen bir ürün kullanmaya başlamanın neredeyse tüm hidrolik makinelerin daha verimli, dinamik ve doğru bir şekilde çalışmasını sağlayacağını kanıtlıyor. Ayrıca, DYNAVIS® teknolojisiyle formüle edilen hidrolik sıvılar, son derece zorlu uygulamalarda bile kısa zamanda kendisini amorti ediyor; daha düşük enerji tüketimi ve daha az emisyon sayesinde çok daha yüksek kazanç sağlıyor.
Kaliforniya’daki altın madeni bu bağlamda verilebilecek en güzel örneklerden biri. Altın madeni, 250 t ekskavatörlerinden sadece ikisinde yüksek performanslı multigrade bir sıvıya geçerek yılda 1,1 milyon dolar tasarruf sağladı. Yüksek performanslı bir hidrolik sıvının seçilmesi, uzak maden sahalarında işletme maliyetlerinin yönetilmesi bakımından da çok daha önemli bir rol oynayabilir.
Bir başka etkileyici örnek de Hindistan’daki kömür madeni. Hindistan’ın Ranchi kentindeki bir kömür madeninde yüksek sıcaklıkta gerçekleştirilen kapsamlı bir performans deneyinde, DYNAVIS® ile formüle edilmiş sıvı kullanılarak toplam makine verimliliğinde önemli artış kaydedildi. Referans sıvı ile yapılan seferler ortalama 10,8 t/l olarak ölçülürken, DYNAVIS® ile formüle edilen sıvı kullanılarak 12,2 t/l taşınabildi, yani verimlilikte yüzde 12,4 artış sağlandı. Ayrıca, ekskavatör daha güçlü bir şekilde çalışarak kamyonların daha verimli ve hızlı yüklenmesi sağlandı ve bu sayede kamyonların sefer döngüsü arttırıldı. DYNAVIS® ile formüle edilen hidrolik sıvı kullanılan ekskavatörde yakıt tüketimi 6,7 l/sefer iken, referans yağ kullanılan ekskavatörde ortalama 7,4 l/sefer olarak gerçekleşti; yani yüzde 10,6’lık iyileşme sağlandı. Bir maden işletmesinde saha içi nakliye için kullanılan yakıtın toplam enerji maliyetlerinin yüzde 50’sini aşabileceği düşünüldüğünde, yüksek oranda tasarruf sağlanabilir. Sonuç olarak, uzak maden sahalarında dizel yakıt tüketimini yüzde 10’a varan oranda azaltmak, milyon dolarlık tasarrufu beraberinde getiriyor.
Verimlilik ve gücün artması ve yakıt tüketiminde yüksek oranda tasarruf sağlanması yalnızca enerji maliyetlerinde değil, aynı zamanda karbondioksit emisyonlarında da önemli bir düşüş elde edilmesi anlamına geliyor. Pek çok ülke mevzuatlarında zorunlu emisyon azaltma hedefleri belirledi ve hükümetler CO2 emisyonlarını azaltma planları her yıl daha da sertleştiriyor. Bazı ülkelerde karbon vergileri artıyor, bu da daha fazla vergi maliyeti anlamına geliyor.
Örneğin, 5.000 ton cevher üreten bir açık ocak madeninde madencilik ekipmanı, pompalar, araçlar ve elektrik üretimi için günde yaklaşık 5.000 litre dizel yakıt tüketilir ve kullanılan bir litre dizel 2,7 kg CO2 üretir. Bir açık ocağın günde 13,5 ton CO2 üretebileceği göz önüne alındığında, yılda yaklaşık 4,950 ton karbondioksitin doğaya salındığı sonucuna varırız. Tek bir ekskavatörde DYNAVIS® ile formüle edilmiş hidrolik sıvısı kullanılarak gerçekleştirilen saha testi sonuçlarına göre, 4.000 saatlik bir yağ değiştirme aralığında tek bir ekskavatör 13.000 litre daha az yakıt tüketiyor. Bu da, tek bir ekskavatör için yağ değiştirme aralığı başına 33,3 ton daha az CO2 emisyonu anlamına geliyor.
Sonuç olarak, DYNAVIS® teknolojisi, sabit viskoziteli sıvılar formüle ederek daha fazla verim ve daha az yakıt tüketimi sunuyor ve CO2 emisyonunu düşürerek çevresel sorumluluğun yerine getirilmesine katkıda bulunuyor. Bu teknolojinin sunduğu avantajlar, zor koşullarda çalışan ekskavatörler, tekerlekli yükleyiciler, nokta dönüşlü yükleyiciler, damperli kamyonlar gibi inşaat ve madencilik ekipmanlarında açıkça görülebiliyor.