“Atık Yağ Ulusal Bir Servettir”
24 – 26 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ve EMEA bölgesinin en geniş kapsamlı kimya platformu Turkchem Eurasia, kimya sektörünün profesyonellerini bir araya getirdi. Fuar kapsamında gerçekleşen panel ve söyleşilerden biri de madeni yağ sektörüyle ilgiliydi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu’nun yönettiği “Atık Madeni Yağların Geri Kazanım Süreci ve Kullanımı” başlıklı panelde; Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Başkanı Tayfun Koçak, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Teknolojileri Kıdemli Başuzmanı Dr. Jülide Köroğlu ile Petrol ve Doğalgaz Mühendisi Aydın Özbey birer sunum yaptı.
Panelin açılışında konuşan Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu “Yaşamımızda faydalı kullanım ömrünü tamamlamış her türlü ürün, atık olduktan sonra yenilebilir ya da fosil kökenli bir hammaddedir. Kimya sektörü ve enerji sektörü de bu hammaddeleri kullanır” dedi. Panelin Avrupa Atık Azaltım Haftası’na denk geldiğini hatırlatan Karaosmanoğlu, 2022 için “Atığın Modası Geçti” sloganın belirlendiğini söyleyerek “Ama biz size bugün yeni bir modayı anlatacağız. Bu yeni moda, atık madeni yağlara sanayide katma değer katmak” dedi.
Atık yağ kullanımının insan, doğa ve iklim dostu olduğunu söyleyen Karaosmanoğlu “Atık yağ adeta ham petrol gibidir. Teksas petrolü, Kerkük petrolü, Batman petrolü gibidir ve tamamen yerlidir. Biz petrol ithal eden bir ülkeyiz. Bir yağlayıcı ömrünü tamamladıktan sonra menşe olarak yerlileşir. Dolayısıyla atık yağ, ulusal bir servettir. Onu işlemek, üretmek ve ihraç etmek çok kıymetlidir. Atık yağı doğaya karıştırmak yerine üretime kazandırmak ülke ekonomisi için değer yaratmaktır” dedi.
Daha sonra söz alan MAPESAD Başkanı Tayfun Koçak, Türkiye’de madeni yağ sektörünün son 5 yılda %188 oranında büyüdüğünü ve bu büyümenin kimya sektöründeki genel büyümenin üzerinde olduğunu söyledi. Türkiye’de 124 lisanlı madeni yağ lisanslı firmasından 22’sinin atık yağ kazanım firması olduğunu anlatan Koçak, tüketicinin atık yağla ilgili önyargılarından bahsederek “Bir ürünün atık yağdan üretildiğini söyleyince kalitesiz gibi algılanıyor ve tüketici o yağı almak istemeyebiliyor. O nedenle ‘geri dönüştürülebilir yağ’ dememiz lazım” dedi. Tüketicinin önyargılarını kıracak bilinçlendirme çalışmaları yaptıklarını anlatan Tayfun Koçak, “Katma değerli ürünler üretip daha yüksek kârlarla satmak, verimliliği arttırmak ve ithalat maliyetimizi düşürmek istiyorsak daha fazla geri dönüştürülmüş yağ kullanmalıyız” dedi.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Enerji Teknolojileri Kıdemli Başuzmanı Dr. Jülide Köroğlu da kurumunun yaptığı çalışmalardan ve sahadaki tecrübelerinden bahsetti. TÜBİTAK MAM olarak Atık Yağların Yönetimi Yönetmeliği kapsamında atık madeni yağ geri kazanım tesislerinin teknik uygunluk ve ürünlerin standartlara uygunluk raporlarını yazdıklarını anlatan Köroğlu, uygulamada karşılaştıkları sorunları aktardı. Yönetmelik kapsamında üretim tesislerinin lisanlarını yenilemek için rafinasyon tesisine dönüştüğünü ve laboratuvar kurmalarının zorunlu olduğunu söyleyen Köroğlu “Muhteşem tesislerimiz var ancak etkin şekilde çalıştıramıyoruz. Çünkü yetişmiş, proses bilen personel eksiğimiz, mühendis ve ara eleman sıkıntımız var” dedi. Tesislerin manuel değil, otomasyonla çalışması gerektiğini anlatan Jülide Köroğlu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili risklere de dikkat çekti.
Petrol ve Doğalgaz Mühendisi Aydın Özbey de Atık Yağların Yönetimi Yönetmeliği kapsamında Türkiye olarak çok yol aldığımızı ancak daha yapmamız gereken çok şey olduğunu söyledi. Mevzuatın; atığı üreten, rafine eden ve piyasaya sunan olmak üzere 3 aktörü olduğunu anlatan Özbey “Atık üreticilerine atık yağın çok kıymetli bir malzeme olduğunu tam olarak anlatamadık” dedi. Türkiye’de tüketilen yaklaşık 500 bin ton madeni yağın ancak 70 bin tonunun toplanabildiğini söyleyen Özbey, “Vergisel kayıpla birlikte düşündüğümüzde yıllık 10 milyar TL gibi önemli bir maliyeti çöpe atıyoruz” dedi. Türkiye olarak kaçak ve kayıt dışı piyasayı tam olarak yenemediklerini kaydeden Aydın Özbey “Atık yağı geri dönüştürdüğümüz zaman sınırsız sayıda yeniden kullanabiliriz. Bunun hem ekonomimize hem çevremize sağladığı katkıyı çok iyi anlatmalıyız” dedi.