28.3 C
İstanbul
04/07/2025
Makale

2024 AB Kimyasal Mevzuat ve Sürdürülebilirlik Gelişmeleri: Güncellemeler ve Etkileri

Dr. Eyüp Şimşek – Chemvisor Genel Müdürü

2024 özellikle Avrupa Birliği (AB) bölgesi için; kimyasallar, ürün güvenliği ve sürdürülebilirlik alanlarında köklü mevzuat değişikliklerini gündeme taşırken sonraki yıllar için öngörülen önemli değişikliklere hazırlık yapılan bir yıl olmuştur. Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (REACH), Sınıflandırma, Etiketleme ve Ambalajlama (CLP) Yönetmeliği ve Dijital Ürün Pasaportu (DPP) gibi düzenlemelerde yapılan önemli güncellemeler, AB’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Kimyasalların Sürdürülebilirliği Stratejisi (CSS) ile uyumlu olarak insan sağlığını ve çevreyi koruma taahhüdünü yansıtmaktadır. Bu makalede, 2024 yılı boyunca yürürlüğe giren en önemli kimyasal mevzuat değişiklikleri, bunların etkileri ve işletmelerin uyum sağlamak için atması gereken adımlar detaylı olarak ele alınacaktır.

 

1.     EU REACH Mevzuatı: Kısıtlamalar Genişletiliyor, Denetimler Güçleniyor

14 Ekim 2020’de Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Kimyasalların Sürdürülebilirliği Stratejisi (CSS) kapsamında öngörülen, REACH revizyonuna ilişkin olarak; Revizyon 2019-2024 döneminde AB Komisyon gündemine getirilmedi. Ancak Ursula von der Leyen, 2024-2029 Komisyonu için hazırladığı siyasi yönergelerde, Komisyonun ‘REACH’i basitleştirmeyi’ ve ‘perfloroalkil ve polifloroalkil maddeler (PFAS) konusunda netlik sağlamayı’ amaçlayan yeni bir kimyasal endüstrisi paketi sunacağını duyurdu. Buna göre, Komisyonun 2025 çalışma programında, ‘basitleştirme’ başlığı altında yılın son çeyreğinde REACH’in hedefli bir revizyonu planlanıyor [1]. Ancak, mevcut REACH mevzuatı dahilinde 2024 yılında bazı sektör ve ürün guruplarını etkileyebilecek yeni düzenlemeler hayata geçmiş durumdadır.

Yüksek Önem Arz Eden Maddeler (SVHC): Yeni Maddeler Eklendi

Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA), çok yüksek önem arz eden maddeler (SVHC) üzerindeki düzenleyici baskıyı artırmaya devam etmektedir. Ocak 2024 itibarıyla UV-327, UV-350 ve UV-320 gibi bazı UV absorbanlar SVHC listesine dahil edilmişlerdir. Bu maddeler kalıcı, biyobirikimli ve toksik (PBT) özelliklerinden dolayı riskli kabul edilmektedir. 2024 yılı boyunca, toplamda 8 yeni madde SVHC listesine eklenmiş durumda olup; 2024 sonu itibariyle SVHC olarak listelenen madde sayısı 242 olmuştur. [2]

PFAS Kısıtlamaları: Kapsam Genişliyor

REACH Kısıtlamaları (Ek 17) kapsamında; ECHA tarafından sunulan perfloroalkil ve polifloroalkil maddeler (PFAS) kısıtlama önerisi, beş Avrupa ülkesinin (Almanya, Hollanda, Danimarka, İsveç ve Norveç) katkılarıyla hazırlanmıştır ve Avrupa’da şimdiye kadar önerilen en geniş kapsamlı kimyasal düzenlemelerden biri olarak değerlendirilmektedir.

Önerinin temel unsurları arasında; 10 binden fazla PFAS türevini kapsayan bir düzenleme, PFAS içeren tüm ürünlerin pazarlanması ve kullanımına geniş çaplı kısıtlamalar ve belirli sektörlere yönelik geçiş sürelerinin sağlanması olarak sayılabilir.

Öneride yalnızca çok sınırlı istisnalar ile tüm PFAS kullanımına belirli sektörler için belirlenen koşullu istisnalarla birlikte genel bir yasak veya aşamalı kaldırma süreçleri alternatif yaklaşım olarak görülmektedir.

Bilindiği üzere, Şubat 2023’te geniş kapsamlı bir PFAS kısıtlama teklifi yayınlamış ve Kasım 2024 (2024/EC 2462) itibarıyla bu teklif, 5.600’den fazla kamuoyu geri bildirimi doğrultusunda güncellenmiştir. 2026 ortasına kadar nihai kararın alınması beklenmektedir [3].

PFAS kısıtlamasının etkileneceği öngörülen başlıca sektörler; Elektronik ve Batarya (lityum iyon piller ve yarı iletken), Sağlık ve Medikal Cihazlar (implantlar), Otomotiv ve Havacılık (yüksek performanslı yağlayıcılar, hidrolik sıvılar ve contalar), Tekstil (su geçirmez kıyafetler) ve Tüketici Ürünleri (mutfak eşyaları, yangın geciktirici kaplamalar) olarak sıralanabilir. İlgili bazı sektör kullanımları için, geçiş sürecinde istisnalar olabilecektir. Konu hakkında ilgili komitelerin (Risk Analizi Komitesi-RAC ve Sosyo-Ekonomik Analiz Komitesi-SEAC) görüşleri takip edilecektir.

2025’te, RAC görüşü ve SEAC taslak görüşü daha ayrıntılı olarak hazırlanacak ve ardından paydaşlardan sosyo-ekonomik bilgiler toplamak amacıyla SEAC taslak görüşüne yönelik hedefli bir istişare gerçekleştirilmesi beklenmektedir.

ECHA’nın 2025 Çalışma Planı, Kasım 2024’te yayımlanmış olup, ithal edilen kimyasalların daha sıkı denetleneceğini belirtmektedir. Buna ek olarak, e-ticaret yoluyla satılan kimyasalların düzenlenmesi ve ithalatçıların kayıt yükümlülüklerine uyup uymadığının pilot projelerle denetlenmesi gibi uygulamalar devreye alınacaktır.

Mikroplastikler: Kısıtlamalar Yürürlükte

Avrupa Birliği, REACH Ek XVII madde 78’de, 5 mm’nin altındaki tüm boyutlardaki veya 15 mm’nin altındaki uzunluk/çap oranı 3’ten büyük olan tüm plastiklerin “Mikroplastik” olduğunu tanımlamıştır.

Mikroplastikler genellikle yüz temizleme ürünlerindeki mikro boncuklardan, kum püskürtmedeki aşındırıcı parçacıklardan, sentetik elyaflardan, plastik peletlerden, plastik parçacıkları ilaç vektörlerinden ve hava koşulları, güneş ışığına maruz kalma ve mekanik etki altında parçalanmadan gelir.

Mikroplastikler hakkındaki Avrupa Birliği REACH yönetmeliği AB Resmi Gazetesi’nde 27 Eylül 2023’te yayınlanmış ve 17 Ekim 2023’te yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik, Avrupa Birliği / Avrupa Ekonomik Alanı (AB/AEA) pazarına sunulan ürünlerde mikroplastiklerin yasaklanmasını düzenlemektedir.[4]

 

2.     CLP Mevzuatı: Yeni Sınıflandırma Etiket Kuralları ve PCN Bildirimleri

Yeni Sınıflandırma ve Etiketleme Kuralları: Değişim

AB’nin Sınıflandırma, Etiketleme ve Ambalajlama (CLP) Yönetmeliği’ndeki değişiklik (EU 2024/2865) 20 Kasım 2024’te Avrupa Birliği Resmî Gazetesi’nde yayımlanmış olup, 10 Aralık 2024 itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Yeni düzenleme şunları içermektedir [5]:

  1. Endokrin bozucu (ED), kalıcı, biyobirikimli ve toksik (PBT) ve kalıcı, hareketli ve toksik (PMT) maddeler için yeni tehlike sınıfları.
  2. Dijital etiketleme gereksinimleri, fiziksel etiketlere ek olarak çevrimiçi bilgi paylaşımına izin verecektir.
  3. Etiket güncellemeleri için hızlandırılmış süreçler, yeni tehlike sınıflarına sahip ürünler için etiket değişikliklerinin 6 ay içinde tamamlanmasını zorunlu kılacaktır.

Sanayi ve ticaret sektörleri açısından etkileri değerlendirildiğinde;

  1. Güvenlik Bilgi Formları (SDS) ve etiketlerin 2026 yılı Temmuz ayına kadar güncellenmesi gerekmektedir.
  2. Dijital etiketleme sistemleri geliştirilerek uyumluluk sağlanmalıdır.
  3. Zehir Merkezi Bildirimleri (PCN) için yeni yükümlülükler Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe gireceğinden firmalar, bu süreçlere uyum sağlamalıdır.

3 Aralık 2024’te Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA), AB-Avrupa Ekonomik Alanı’ndaki 28 ülkeyi kapsayan ve kimyasallar için 2.500’den fazla Güvenlik Bilgi Formunu (SDS) inceleyen kapsamlı bir denetim raporu yayınlanmıştır. Raporda, tedarikçiler tarafından sağlanan SDS’lerin uyumluluğunda önemli bir iyileşme olmasına rağmen, bunların yaklaşık %35’inin hala düzenleyici gereklilikleri karşılamadığı tespit edildi. Ek olarak, denetçiler vakaların %96’sında tedarikçilerin ihtiyaç duyulduğunda alıcılara SDS sağladığını ve bunun tedarik zincirindeki SDS sürecinin iyi işlediğini gösterdiğini tespit etti [6].

Bu kapsamda AB bölgesine yapılacak ihracatlarda yeni gereklikler temelinde SDS uyumuna dikkat edilmesi önerilmektedir. Özellikle dijital etiket gerekliliği sonraki yıllarda öngörülen izlenebilirlik gereklikleri açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.

PCN Bildirimleri: Denetimler 2025 İtibariyle Başlıyor

1 Ocak 2024 itibarıyla, profesyonel, tüketici veya endüstriyel bağlamlarda kullanılan karışımlar için Zehir Merkezi Bildirimlerinin (PCN) geçiş dönemi sona ermiştir. Mevcut ulusal bildirimler 1 Ocak 2025’e kadar geçerliliğini korumaktadır, ancak ürün bileşiminde veya tanımlayıcılarında yapılan değişiklikler uyumlu bir biçimde yeni bir PCN gerektirmektedir. Hedefli PCN uyumluluk denetimlerinin başlamasıyla birlikte, odak noktası ürünler ve PCN bildirimlerinin, etiketlerinin ve SDS’lerin tutarlılığı olacaktır. İşletmeler, uyumsuzluk sorunlarından kaçınmak için Benzersiz Formül Tanımlayıcılarının (UFI) SDS’ye ve etiketlere doğru şekilde eklendiğinden emin olmalıdır.

ECHA’nın son duyurusuna göre, Uygulama Forumu Ocak 2025’te AB Zehir Merkezi Bildirimleri (PCN) ile ilgili denetimleri başlatacak. Bu denetimler altı ay sürecek ve nihai raporun 2025 sonunda yayınlanması bekleniyor. Müfettişler yalnızca PCN’lerin sunulmasını değil, aynı zamanda karışımlar için etiketlerin ve SDS’lerin doğruluğunu da denetleyecektir [7].

Bu denetim süreci, görev sahiplerinin insan sağlığını koruma nihai hedefi ile tehlikeli karışımlar hakkında ulusal makamlara bildirimde bulunma yükümlülüğünü yürürlüğe koymayı amaçlamaktadır. Acil durumlarda, zehir merkezleri bu bilgileri vatandaşlara veya sağlık personeline tavsiyelerde bulunmak için kullanabilir. Bu nedenle, zehir merkezlerinin acil durumlarda uygun şekilde yanıt verebilmek için tehlikeli karışımlar hakkında doğru bilgilere sahip olması hayati önem taşımaktadır.

CLP Yönetmeliği’nin 45. Maddesi uyarınca, AB içinde piyasaya tehlikeli karışımlar (fiziksel veya sağlık tehlikesi oluşturan) süren ithalatçılar ve alt kullanıcılar, karışımın bileşiminin %100’ü hakkında ayrıntılı bilgileri ve diğer gerekli ayrıntıları zehir merkezlerine sunmak zorundadır. Ticari sırlarını korumak isteyen AB dışındaki tedarikçiler, gönüllü bir bildirim sunmak üzere AB içinde bir tüzel kişiliği (örneğin REACH mevzuatı uyarınca atanan Tek Temsilci) belirleyebilir. Bu gibi durumlarda, yalnızca Benzersiz Formül Tanımlayıcısı (UFI) sağlayarak karışımın bileşenlerinin gizliliğini korumak mümkündür.

 

3.     CBAM: Geçiş Dönemi Devam Ediyor

AB’nin Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM), AB’ye giren karbon yoğun malların üretimi sırasında salınan karbon için adil bir fiyat belirlemek ve AB dışındaki ülkelerde daha temiz endüstriyel üretimi teşvik etme aracıdır. AB’ye ithal edilen belirli malların üretiminde oluşan somut karbon emisyonları için bir fiyat ödendiğini teyit ederek, CBAM ithalatın karbon fiyatının yerel üretimin karbon fiyatına eşit olmasını ve AB’nin iklim hedeflerinin baltalanmamasını sağlayacaktır. İlk etapta belirli sektörleri kapsamaktadır: demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen. Ancak, AB Komisyonu, CBAM kapsamına ilerleyen yıllarda organik kimyasallar, plastikler ve diğer karbon yoğun sektörlerin dahil edilmesini tartışmaktadır [8].

CBAM kapsamında, ücretsiz tahsislerin kademeli olarak azaltılacağı kesin süreç (definitive period) 2026’dan itibaren uygulanacakken, ücretsiz tahsislerin sağlandığı mevcut geçiş aşaması (transitional period) 2023’ten 2025’e kadar sürecektir. 2034 yılından itibaren ücretsiz tahsislerin tamamen kaldırılması planlanmaktadır.

CBAM uyum kapsamında geçiş dönemi (1 Ekim 2023 – 31 Aralık 2025) sürüyor

CBAM kapsamında ilk raporlama süreci 1 Ocak 2024 itibarıyla tamamlandı. AB’ye ihracat yapan şirketler, 2023 yılının son çeyreğine ait emisyon verilerini AB Komisyonu’na sundu. Ancak; AB dışındaki operatörlerin veri güvenliğinin sağlanması amacıyla; CBAM Portalı AB dışı operatörlerin erişime açılması planlanmaktadır. Böylelikle, operatörler tarafından sağlanan veriler AB yerleşik beyan sahiplerine topluca sunulabilecektir. Raporlama sürecindeki en büyük zorluklardan biri de doğru emisyon hesaplamaları ve gerekli verilerin zamanında toplanması olduğu gözlemlenmektedir.

2024 yılı boyunca ithalatçılar, çeyrek dönem raporlama yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Bu süreçte herhangi bir mali yükümlülük bulunmamaktadır; ancak şirketler ithal edilen ürünlerin karbon emisyonlarını beyan etmek zorundadır. Örneğin, 2024 yılında tamamlanması gerekli raporlar, Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında sunuldu.

Raporlama kapsamında; ithal edilen ürünlerin üretim süreçlerinde ortaya çıkan doğrudan ve dolaylı emisyonların belirlenmesi gerekmektedir. AB, firmaların üretim tesislerine özgü karbon emisyon hesaplamaları yapmasını istemektedir. Kuruluşların AB tarafından belirlenen metodolojilere uygun şekilde karbon emisyon verilerini toplaması ve CBAM Dijital Portalı’na yüklemesi gerekmektedir. 2026 Öncesinde Karbon Sertifikalarına Hazırlık kapsamında; Geçiş dönemi 2025 sonunda tamamlanacak olup, 2026 yılı itibarıyla ithalatçılar CBAM sertifikaları satın almak zorunda kalacaklardır.

AB bölgesine ilgili sektörlerde ihracat yapan kuruluşların, ilgili yükümlülükleri göz önünde bulundurarak 2026 kesin uygulama sürecine hazırlık yapmaları önerilmektedir.

 

4.     AB Genel Ürün Güvenliği Yönetmeliği: AB Dışı Ürünler için Gereklikler Genişliyor

Avrupa Birliği, tüketicileri daha iyi korumak ve ürün güvenliğine yönelik kuralları modernize etmek amacıyla AB Genel Ürün Güvenliği Yönetmeliği (Regulation (EU) 2023/988, GPSR) düzenlemesini yürürlüğe koymuştur. Bu yönetmelik, mevcut 2001/95/EC sayılı Genel Ürün Güvenliği Direktifi’nin (GPSD) yerini alarak e-ticaret, dijital hizmetler ve tedarik zincirindeki yeni riskleri kapsayacak şekilde genişletilmiştir. GPSR 13 Aralık 2024 tarihi itibariyle uygulanmaya başlamıştır. GPSR, AB’ye ithal edilen tüm tüketici ürünlerini kapsar ve özellikle çevrimiçi satış yapan şirketlere ek yükümlülükler getirmektedir [9, 10].

GPSR kapsamında öne çıkan değişiklikler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  1. Dijital ve Çevrimiçi Pazarlar İçin Yeni Güvenlik Kuralları: Çevrimiçi pazaryerleri, tehlikeli ürünleri hızla tespit etmek ve kaldırmakla yükümlüdür. Dijital hizmet sağlayıcılarının, ürün güvenliği konusunda daha fazla sorumluluk alması gerekecektir.
  2. Ürün Güvenliği Değerlendirmesi ve İzlenebilirlik: Üreticiler, ürünlerinin güvenli olduğunu kanıtlayan risk değerlendirmeleri yapmak ve teknik dosya oluşturmak zorundadır. Tüm ürünler için izlenebilirlik gereklilikleri artırılmıştır. Üreticilerin ve ithalatçıların ürünlerindeki olası riskleri önceden değerlendirmesi ve önleyici tedbirler alması gerekmektedir.
  3. Zorunlu Ürün Geri Çağırma Süreçleri: AB pazarında tüketicilere daha etkili geri çağırma bildirimleri yapılacaktır. Firmalar, geri çağırma süreçlerinde tüketicilerle doğrudan iletişim kurmalı ve ürün iadelerini kolaylaştırmalıdır.
  4. AB’ye İhracat Yapan Firmalar İçin Yeni Yükümlülükleri: AB pazarına ürün sağlayan üreticiler, ithalatçılar ve dağıtıcılar yeni kurallara uymak zorundadır. AB’de yerleşik bir “sorumlu kişi” atanması zorunlu hale getirilmiştir. Bu kişi, ürün güvenliği ile ilgili AB makamlarıyla doğrudan iletişim kuracak ve gerekli belgeleri sağlayacaktır. CE işareti taşıyan ürünlerin yanı sıra, CE işareti gerektirmeyen ürünler de GPSR’ye tabi olacaktır.
  5. E-Ticaret ve Platform Yükümlülükleri: E-ticaret platformları, AB mevzuatına uygun olmayan ürünleri hızla kaldırmak için “tek nokta uyarı sistemi” uygulamak zorundadır. Tüketicilere ürünle ilgili net ve anlaşılır bilgiler sağlanmalı, güvenli olmayan ürünler için hızlı müdahale mekanizmaları geliştirilmelidir.

Türk ihracatçılar için olası riskler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  1. GPSR’nin getirdiği ek yükümlülüklere uyum sağlayamayan firmalar, AB pazarına girişte zorluk yaşayabilir.
  2. AB’ye ihracat yapan firmaların güvenli ürün sertifikasyonları ve raporlama süreçlerini güçlendirmesi gerekecek.
  3. AB’de yerleşik bir temsilci bulundurma zorunluluğu özellikle KOBİ’ler için ek maliyetler oluşturabilir.

İlgili risklerin yönetimi için aşağıdaki adımlar önerilebilir:

  1. Ürün kategorisi belirlenerek gerekli ürün güvenliği değerlendirmeleri ve teknik dosyalar eksiksiz hazırlanmalıdır.
  2. Tedarik zinciri izlenebilirliği artırılmalıdır.
  3. E-ticaret yapan firmalar, GPSR’nin çevrimiçi platformlar için getirdiği yeni yükümlülüklere uyumlu hale gelmelidir.
  4. Geri çağırma prosedürleri oluşturulmalı ve tüketicilerle etkili iletişim mekanizmaları geliştirilmelidir.
  5. AB’de bir “sorumlu kişi” atanarak GPSR’ye uyum süreci hızlandırılmalıdır.

 

5. Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği: Güncellemeler ve Uygulama Kapsamı

Avrupa Birliği, 2020 Döngüsel Ekonomi Eylem Planı çerçevesinde, ürünlerin çevresel etkisini azaltarak sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerini teşvik etmek amacıyla, mevcut Ekotasarım Direktifi (EC 2009/125) yerine, 18 Temmuz 2024 tarihinde Ekotasarım Yönetmeliğini (ESPR, EC 2024/1781) yürürlüğe koymuştur [9,10]. Ekotasarım Direktifi enerji ile ilişkili ürünlerin çevresel performansını iyileştirmeye yönelik asgari gereklilikleri belirlemekte ve bu doğrultuda üreticilerin ürün tasarım süreçlerinde ekolojik kriterleri dikkate almalarını düzenlemekte iken, yalnızca enerjiyle ilgili ürünlere uygulanırken, ESPR bu kapsamı neredeyse tüm fiziksel ürünleri kapsayacak şekilde genişletmektedir.

Bu kapsamda, kaynak verimliliğinin artırılmasıyla ürünlerin daha az hammadde kullanılarak daha uzun ömürlü hale getirilmesi teşvik edilmekte, üretim, kullanım ve bertaraf süreçlerinde enerji ve su tüketiminin minimize edilmesine yönelik tasarım kriterleri belirlenmektedir. Ayrıca, ürünlerin dayanıklılığının artırılması, kolay onarılabilir olması, yedek parça temini ve teknik destek mekanizmalarının oluşturulması zorunlu hale getirilmiştir. Geri dönüştürülebilirliği sağlamak adına, ürünlerin atık aşamasında geri kazanılabilir bileşenlere sahip olması gerekmekte olup, kimyasal içeriklere yönelik düzenlemeler kapsamında tehlikeli kimyasalların kullanımı sınırlandırılmıştır. Bunun yanı sıra, Dijital Ürün Pasaportu (DPP) uygulamasıyla tüm ürünler için dijital izlenebilirlik sağlanarak, çevresel ayak izi hakkında kapsamlı bilgi sunulması hedeflenmektedir.

Öncelikli Ürün Grupları

19 Nisan 2025’e kadar kabul edilecek olan ilk çalışma planında aşağıdaki Komisyon aşağıdaki ürün gruplarına öncelik verilmesi beklenmektedir: demir ve çelik; alüminyum; tekstil, özellikle giysi ve ayakkabı; mobilya, yataklar dahil; plastikler; deterjanlar; boyalar; yağlayıcılar; kimyasallar; ekotasarım gerekliliklerinin ilk kez belirleneceği veya 2009/125/EC Direktifi uyarınca kabul edilen mevcut önlemlerin bu Yönetmelik uyarınca gözden geçirileceği enerjiyle ilgili ürünler; ve bilgi ve iletişim teknolojisi ürünleri ve diğer elektronik ürünler.

Dijital Ürün Pasaportu (DPP) Zorunluluğu

ESPR kapsamında, ürünlerin sürdürülebilirliğini desteklemek, döngüselliğini teşvik etmek ve yasal uyumluluğu güçlendirmek için ilgili bilgileri depolayacak olan ürünler, bileşenler ve malzemeler için dijital bir kimlik kartı olan Dijital Ürün Pasaportu (DPP) kavramı hayata geçirilecektir. DPP kapsamındaki bilgiler, elektronik olarak erişilebilir olacak ve tüketicilerin, üreticilerin ve yetkililerin sürdürülebilirlik, dairesellik ve düzenleyici uyumlulukla ilgili daha bilinçli kararlar almasını kolaylaştıracaktır. Ayrıca gümrük yetkililerinin ithal edilen ürünlerin DPP’lerinin varlığı ve gerçekliği konusunda otomatik kontroller yapmasına olanak tanıyacaktır.

DPP’ye dahil edilecek bilgiler, Komisyon tarafından tüm ilgili paydaşlarla yakın istişare halinde belirlenecek ve söz konusu belirli ürüne bağlı olacaktır. Bu bilgiler arasında, ürünün teknik performansı, malzemeler ve kökenleri, onarım faaliyetleri, geri dönüşüm yetenekleri ve yaşam döngüsü çevresel etkileri bulunabilir. DPP’nin uygulanma kapsamı, 2026 yılına kadar kademeli olarak genişletilecektir.

Yeni düzenleme ile üreticilere, ürünlerinin daha dayanıklı, modüler ve geri dönüştürülebilir olması yönünde ek gereklilikler getirilmiştir. Ürünlerin daha uzun ömürlü olmasını sağlamak için onarılabilirlik puanları belirlenmiştir. Modüler tasarım zorunluluğu ile ürünlerin kolayca sökülebilmesi ve parça değişimlerinin mümkün olması sağlanacaktır. Atık miktarını azaltmak için üreticilere geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı konusunda belirli yüzdelik oranlar getirilmiştir [9,10].

Tedarik Zinciri ve Üretim Süreçlerinde Yeni Kriterler

Ekotasarım Yönetmeliği, yalnızca nihai ürünleri değil, ham madde tedarikinden üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazeyi düzenlemektedir. 2024 yılı itibarıyla:

  • Karbon yoğun üretim süreçlerine sahip şirketler için emisyon azaltım hedefleri belirlenmiştir.
  • Üreticilerin, tedarik zincirlerinde sürdürülebilirlik standartlarına uymaları zorunlu hale getirilmiştir.
  • Üreticiler, hammadde temini, üretim, nakliye ve kullanım aşamalarında çevresel etkilerini beyan etmekle yükümlü kılınmıştır.

ESPR bir tür çerçeve mevzuatıdır ve somut kuralların, ürün bazında veya yatay olarak – benzer özelliklere sahip ürün grupları temelinde – daha sonra benimsenmesi için temel oluşturmaktadır.

Süreç bir önceliklendirme çalışmasıyla başlayacak ve Komisyon, 2025’in ilk yarısında, önümüzdeki yıllarda hangi ürünlerin önceliklendirileceğini belirleyen ilk ESPR çalışma planını benimseyecektir.  Daha sonra, kapsayıcı planlama, ayrıntılı etki değerlendirmeleri ve özel bir Ekotasarım Forumu kapsamında düzenli paydaş danışmanlığı temelinde ürün kurallarının geliştirilmesi başlayacaktır.

Özellikle, ilgili ürün grupları temelinde DPP kapsamındaki gerekliliklere erken uyum için hazırlık yapılması, AB’ye ihracat yapan kuruluşlar için uyum sürecinin sorunsuz yönetilmesi için tavsiye edilmektedir. İlgili gerekliklerin karşılanabilmesi için; mevcut ürünlerin iyileştirilmesi veya gerektiğinde yeni ürün geliştirilmesi gerekebileceğinden sürecin yakından takip edilmesi önerilmektedir.

 

Sonuç

2024 yılı, Avrupa Birliği’nin kimyasal mevzuatında kapsamlı değişikliklerin hayata geçirildiği ve gelecekteki düzenlemelere zemin hazırlayan kritik bir dönem olmuştur. Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (REACH), AB Sınıflandırma, Etiketleme ve Ambalajlama (CLP) Yönetmeliği, Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM), Genel Ürün Güvenliği Yönetmeliği (GPSR) ve Sürdürülebilir Ürünler İçin Ekotasarım Yönetmeliği (ESPR) gibi düzenlemelerde yapılan güncellemeler, AB’nin Yeşil Mutabakat ve Kimyasalların Sürdürülebilirliği Stratejisi (CSS) doğrultusunda, insan sağlığını ve çevreyi koruma hedeflerini güçlendirmektedir. Özellikle PFAS ve mikroplastik kısıtlamaları, yeni tehlike sınıfları, karbon sınır düzenlemeleri ve dijital ürün pasaportu zorunluluğu, üretici ve ihracatçılar için yeni uyum gereklilikleri ortaya koymuştur. Bu bağlamda, AB pazarında faaliyet gösteren veya bu pazara ihracat yapan firmaların, daha sürdürülebilir üretim modellerine geçiş yapmaları, tedarik zinciri süreçlerini çevresel gerekliliklere uygun hale getirmeleri ve yeni mevzuata tam uyum sağlamaları kritik bir zorunluluk haline gelmiştir.

Özellikle ESPR ve GPSR, ürün tasarımı, üretim süreçleri ve tüketici güvenliği açısından yeni sorumluluklar getirmekte olup, dijital etiketleme ve izlenebilirlik sistemlerine adaptasyonun önemini artırmaktadır. Aynı şekilde, CBAM uygulamalarının aşamalı olarak genişletilmesi, karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için daha düşük karbon ayak izine sahip üretim süreçlerine yatırım yapmayı zorunlu kılmaktadır.

Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, AB pazarında rekabet avantajını sürdürebilmek ve yasal uyumluluğu sağlamak adına, işletmelerin mevzuat değişikliklerini yakından takip etmesi, yeni düzenlemelere yönelik teknik ve operasyonel kapasitelerini geliştirmesi ve sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm stratejisi benimsemesi gerekmektedir. Gelecek yıllarda mevzuat kapsamının genişlemesi ve denetim mekanizmalarının daha da sıkılaştırılması öngörüldüğünden, proaktif bir yaklaşım benimsemek, kuruluşların uzun vadeli başarılarını garanti altına alacaktır.

 

Referanslar:

  1. https://commission.europa.eu/document/download/537a45af-ad64-494c-a165-6410b10657b0_en?filename=CWP_2025_explained_en.pdf
  2. https://echa.europa.eu/candidate-list-table
  3. https://echa.europa.eu/-/echa-receives-5-600-comments-on-pfas-restriction-proposal
  4. https://echa.europa.eu/hot-topics/microplastics
  5. https://environment.ec.europa.eu/news/revised-chemical-labelling-regulation-enters-force-2024-12-10_en
  6. https://echa.europa.eu/-/compliance-of-safety-data-sheets-still-room-for-improvement
  7. https://echa.europa.eu/-/enforcement-authorities-will-check-poison-centre-notifications
  8. https://taxation-customs.ec.europa.eu/carbon-border-adjustment-mechanism_en
  9. https://eur-lex.europa.eu/eli/reg/2024/1781/oj/eng
  10. https://commission.europa.eu/energy-climate-change-environment/standards-tools-and-labels/products-labelling-rules-and-requirements/ecodesign-sustainable-products-regulation_en

#REACH #CLP  #CBAM #EyupSimsek #Chemvisor

Benzer Haberler

Baz Yağ Özelliklerinin Poliüre Gresler Üzerindeki Etkisi

Lubricant World

Dünya Dönmeye Devam Etsin Diye – Sürdürülebilir Bir Topluma Geçiş İçin Çözümler

Lubricant World

Nynas ReSolution: Sürdürülebilir Performansa Giden Yol

Lubricant World