6.7 C
İstanbul
13/12/2024
Türkiye'den

Burak Küntay vize krizini değerlendirdi

“Krizin uzamamasını umut ediyoruz”

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü – Hükümet ve Liderlik Okulu Başkanı ve DEİK Türkiye-ABD İş Konseyi Üyesi Doç Dr. Burak Küntay ile bir röportaj gerçekleştirdik, ABD ve Türkiye arasındaki vize krizinin olası etkilerini sorduk:

Türkiye ve ABD arasındaki vize krizi, Türkiye’nin diğer ülkeler nezdinde imajını etkiler mi?

Türkiye ile ABD arasında gelişen bu vize krizi elbette Türkiye’nin ABD’deki, ABD’nin de Türkiye’deki imajını etkileyecektir. ABD gibi bir ülkeyle bir kriz yaşadığınızda diğer ülkeler bu krizin sebeplerine bakmaz. Kimse bu krizin neden yaşandığına, gerekçelerine inmez ve her ülke global dengeler nezdinde olayı farklı yorumlar.  Bu noktada Türkiye’nin ABD içerisindeki imajı ve dünya imajı olarak da ikiye ayırmamız gerekir. Şüphesiz bu kriz Türkiye’nin ABD’deki imajını ABD’nin de Türkiye’deki imajını kötü etkileyecektir. Ancak dünya imajı bu anlamda çok daha önemli çünkü bunun reel sektöre ve ekonomiye etkileri oluyor.

Bunların yanı sıra vize krizinin vatandaş nezdinde etkilerini de en çok gençler ve iş adamları hissedecek. Türk gençleri Amerika’ya büyük ilgi gösteriyor. Dil eğitimi için, lisans veya lisansüstü eğitim için ve daha farklı programlar için her yıl çok sayıda gencimizi ABD’ye gönderiyoruz. Bu aşamada I-20 belgesini edinmiş, tüm gerekli evrakı toplayarak konsolosluğa başvurmak üzere olan bir öğrenci ortada kalıyor. Belki okul ücretini ödedi, biletini önceden almıştı ve bu sebeple maddi kayba uğradı.

Aynı şekilde turistler, orada evi olanlar, iş adamları da pek çok açıdan olumsuz etkilenecek.

Yatırım çekme konusunda sıkıntı yaşanmasına sebep olur mu?

Yatırım konusunda sıkıntı yaşanmasına sebep olan yalnızca bu kriz değil, Türkiye’nin durumunu daha geniş bir çerçevede değerlendirmek gerekir. Türkiye bugün zor süreçlerden geçiyor. Aynı anda üç terör örgütüyle mücadele ediyoruz. PKK ile mücadelede iyi bir noktaya gelindi, DAEŞ ile mücadele iyi gidiyor, FETÖ ile mücadele devam ediyor. Bununla birlikte yakın coğrafyamızda yaşanan dönüşümlere proaktif olarak müdahil olan bir Türkiye’den bahsediyoruz. İdlib konusu bunun en güncel örneği. Dolayısıyla yatırım yapacak çevreler bunları değerlendiriyor. Burada önemli olan kriz sürelerinin uzamaması ve beklentiyi doğru yönetmek.

ABD ile yaşanan vize krizi ve sonrasında yapılan açıklamalarla dolar kuru bir yükseliyor bir düşüyor. Kur yükselirse ithalat pahalılaşır, ayrıca ham petrol ve akaryakıt ürünlerinin büyük bir kısmı uluslararası piyasalardan dolar ile alınıyor. Krizin ötesinde bir durum değerlendirmesi yapacak olursanız neler söyleyebilirsiniz?

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne Türkiye’nin uyguladığı haklı bir ambargo var. Ulusal güvenliğe tehdit oluşturabilecek gelişmeler yaşanıyor. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi by-pass edilerek Merkezi Irak petrollerinin dünyaya taşınması mevzusu var. İdlib operasyonu bağlamında İran ile yakınlaşma var. Rusya ile enerji alışverişi iyi giderken tarım ürünlerinde gerginlik olması da sıkıntı yaratıyor. Yani kısacası, diğer ülkelerle ilişkilerde pek çok farklı denge unsuru var ve tüm bunları bir bütün halinde değerlendirmemiz gerekiyor.

Bölge ülkeleriyle ilişkiler önem taşıyor. Bölge ülkeleriyle güvenlik ile bağlantılı bir sıkıntı yaşanmıyorsa bu Türkiye’nin yatırım yapılabilirliğini güçlendirir. Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ilişkileri iyi olduğunda bölgede de avantaj sağlar. Ancak hem bölge ülkeleriyle hem diğer ülkelerle sıkıntı içine girilirse enerji, turizm, lojistik, otomotiv, tarım, madeni yağ ve diğer tüm alanlar bundan olumsuz etkilenir. Dolar kurunun yükselmesiyle hem ham madde fiyatlarında artış olur hem de dolarla işlem yapılan tüm alanlarda maliyetler yükselir. Bunun da tüm alanlara etkisi olur.

Ancak olayı yalnızca kur bazlı düşünmemeliyiz; genel durumu ve yatırım yapılabilirliği bir arada ele almalıyız. Ne yazık ki herkesle dost olamıyoruz. Böyle bir coğrafyada bu pek mümkün olmuyor. Sıfır sorun hedefi herkesin ulaşmayı arzuladığı bir hedef ancak biz en azından minimum sorun hedefini tutturmaya çalışmalıyız. Sorunlardan birini çözmeden diğerine geçmemeliyiz.   

Benzer Haberler

“Yağlayıcı Ürün Grubu Çalıştayı” Özel Sektörün Geniş Katılımıyla Gerçekleşti

Lubricant World

Kasım Ayında Kimya Sektöründen 2,5 Milyar Dolarlık İhracat

Lubricant World

Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu, 14. Türkiye Enerji Zirvesi Açılışında Konuştu

Lubricant World