Yakup Yavuz – Rexoil Tedarik Zinciri Direktörü
yakupyavuz@aktasgroup.com.tr
Evet, konuşturuyoruz. Sosyal hayatta da öyledir ya genelde konuşan; dilek, temenni, endişe veya önerilerini dile getirenler değer yaratan, üreten, topluma yön veren ve sonuç ortaya koyan bireylerdir. Aksine konuşmayan, çift yönlü iletişim kuramayan ve bilgi saklayan yönetici ve çalışanlar, sinerji yaratamayan, takıma değer katamayan, motive olamayan ve bulunduğu ortama katma değer üretemeyen bireylerdir. Toplam başarı, ilgili tarafların konuşması, paylaşması, veri toplaması ve analiz edilmesi ile ortaya çıkar.
Sürdürülebilir Rekabet
Rekabet ve sürdürülebilir performans, her sektörde olduğu gibi madeni yağ endüstrisinin de en önemli motivasyon unsurlarından. Gelişen teknoloji ve temel ihtiyaçlar doğrultusunda, endüstriyel süreçlerin hatasızlaştırılması ve “tıpkısının aynısını” üretebilme yeteneği hem ulusal hem de uluslararası pazarda her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.
Bu gelişim yalnızca yazılım teknolojisini değil; otomasyon sistemlerini, nitelikli iş gücünü ve makine teknolojilerini de doğrudan etkiliyor. Özellikle son dönemde daha fazla gündeme gelen bir diğer önemli unsur ise yapay zekâ teknolojisi.
Ben yapay zekâyı, doğada varlığını sürdüren tüm canlıların yaşayarak edindiği deneyimlerin; duygudan arındırılmış, tamamen analitik verilerle rasyonel kararlar alabilen ve sonuç üretebilen bir bilişim teknolojisi aracılığıyla insanlığa sunulması olarak tanımlıyorum. Daha teknik bir ifadeyle, yapay zekâ; bilgisayarların insan benzeri düşünme süreçlerini taklit edebilmesini sağlayan bir teknoloji alanı. Bu alan; derin öğrenme, doğal dil işleme ve makine öğrenimi gibi alt disiplinleri kapsıyor.
Özetle, insanlık artık sanal ortamda biriktirdiği verileri kullanma ve bunları faydaya dönüştürme dönemini yaşıyor ve bu süreçten yararlanmak istiyor.
Madeni yağ sektörünü küresel ölçekte değerlendirdiğimizde, siparişten teslimata kadar uzanan tüm ana süreçler, destek süreçleri ve süreç ilişkileri açısından yapay zekânın faydalanabileceği analitik veri miktarı konusunda bazı endişelerim var. Ancak son 10 yılda özellikle ERP sistemlerinin sektörde aktif olarak kullanılması; otomotiv, savunma ve havacılık sanayisinin beklentileriyle birlikte kalite, emniyet ve çevre yönetim sistemlerinin gereklilikleri doğrultusunda veri biriktirme konusunda önemli bir mesafe kat edildi.
Bu veriler ışığında oluşan sektörel bilgi birikimi, yapay zekâ, dijital dönüşüm ve altyapı otomasyonu üçlüsünün uyum içinde çalışmasını ve sonuç üretmesini kolaylaştırıyor.
Konuşturarak Başarıyoruz
Otomasyon, tekrarlayan ve zaman alıcı işlemlerin makineler veya yazılımlar aracılığıyla gerçekleştirilmesini sağlayarak iş gücünü bu tür görevlerden arındırır. Bu sayede çalışanlar daha yaratıcı ve stratejik işlere odaklanabilir.
Yapay zekâ teknolojisinin dijital dönüşüm altyapısıyla birleşmesi, madeni yağ işletmelerinin süreçlerini hızlandırırken aynı zamanda verimliliği artırır. Otomasyon ve yapay zekânın entegre edilmesi; maliyetlerin azaltılması, zaman tasarrufu sağlanması ve müşteri deneyiminin iyileştirilmesi açısından önemli avantajlar sunar.
Yapay zekâ sayesinde işletmeler daha doğru öngörülerde bulunabilirken, otomasyon iş süreçlerinin hatasız ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu teknolojiler aynı zamanda insan hatasını en aza indirerek kaliteyi artırır ve müşteri memnuniyetini güçlendirir.
Tüm bu temel etkiler, dijital dönüşümün işletmelere sunduğu en önemli kazanımlar arasında yer alır.
Madeni yağ sektörünün geleceği; yapay zekâ, dijital dönüşüm ve otomasyonun ortak dilinde şekilleniyor. Veri toplama, analiz ve karar alma süreçlerinde bu üçlüyü konuşturabilen şirketler, rekabet avantajını kalıcı hale getiriyor.
Başarının Anahtarı Küstürmeden Konuşturmak
Üç temel unsur olan nitelikli iş gücü, dijital altyapı ve analitik veriyi küstürmeden, sürekli konuşturabilenler kazanacak. İnsanı merkeze alan bir yaklaşımla bu unsurlar arasında sinerji yaratabilen işletmeler, sürdürülebilir başarıya ulaşma yolunda önemli avantajlar elde ediyor.
Sektörel deneyimlerden elde edilen analitik veriler; yazılım teknolojilerinin hızla gelişmesi ve tabana yayılmasıyla birlikte, yatırımcı vizyonunun şekillendirdiği altyapı otomasyon sistemleri sayesinde verimlilikten ürün ve hizmet performansına, çalışan memnuniyetinden iş sağlığı ve çevre güvenliğine kadar birçok alanda olumlu etkiler yaratıyor.
“Tıpkısının aynısını” üretebilme kabiliyetimizin gelişmesi, tedarikçi ile üretici ve müşteri arasındaki iş ortaklığının güçlenmesini sağlıyor. Bu gelişim, ticari anlamda taraflar arasında sürdürülebilir bir kazan-kazan iş birliğine dönüşerek sektörün rekabet gücünü artırıyor.
Ancak bu dönüşüm sürecinde en zorlu aşamalardan biri, nitelikli ve sadakati yüksek iş gücünün temin edilmesi, takım ruhunun geliştirilmesi ve bu takımın entegre biçimde çalıştırılması olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle aynı hedefe odaklanmış, performans yönetim sistemine inanan ve markayı başarıya taşıyan ekipler; sektöre yön veren sonuçları üretebiliyor.
Bu doğrultuda, takım ruhunu besleyen ve insan odaklı başarıyı hedefleyen projeler üretmeye devam ediyoruz. Üretmeye de kararlılıkla devam edeceğiz.
ERP’den üretim hattına, tedarik zincirinden müşteri deneyimine kadar her aşama artık algoritmalarla besleniyor. Yapay zekâ, madeni yağ şirketlerinin sadece hataları önlemesini değil; aynı zamanda ‘tıpkısının aynısını’ üretebilme gücünü de artırıyor.
İhtiyaç Mı? İstek Mi?
Bazı soruların cevabını bulmak ve bu sorular çerçevesinde değerlendirmeler yapmak, bizi daha somut sonuçlara götürecektir:
- Tahmini verilere göre dünya, bugün itibarıyla dijitalleşmeye 2,7 trilyon dolar harcama yapıyor.
- Planlanan bütçe ise 6,4 trilyon dolar.
Bu harcamalar gereksiz mi? Neden bu kadar büyük bütçeler ayrılıyor?
İhtiyaçlar hiyerarşisi, insanlığın ve medeniyetin gelişimindeki en önemli unsur. Aslında her şey burada başlıyor. Bu yaklaşım çağlar açıp kapattı, yüzyılların şekillenmesini sağladı. Sürekli gelişim, zaman içerisinde boyut değiştirdi ve isteklerin ihtiyaca dönüşmesini zorunlu kıldı.
Enerji sektöründe: Odun Çağından → Yenilenebilir enerjiye (hidro, jeotermal, güneş, rüzgâr, GES projeleri)
Güç ve kuvvet boyutunda: Bilek ve kıvılcım gücünden → Siber güç, robotik dijital dönüşüme
İletişimde: Ulak ve ferman göndermekten → İnternet ve akıllı telefona
Kaynak ve para alanında: Metal paradan → Sanal paraya giden bir yolculuk
Bu dönüşüm, insanlığın yaşam alanları ve alışkanlıklarında ciddi değişiklikler yarattı.
Dijital dönüşüm; toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulma, buna bağlı olarak iş akışlarının ve kültürün gelişmesi ile değişmesi sürecini tanımlayan bir kavram. Yaratıcılığı ve inovasyonu merkeze alan dijital dönüşüm, geleneksel metotlardan daha verimli sonuçlar elde etmek için ortaya çıktı.
Dijitalleşme sadece bir yazılım yatırımı değil, bir kültür meselesi. Madeni yağ endüstrisi; nitelikli iş gücü, güçlü dijital altyapı ve analitik veriyi küstürmeden konuşturabildiği ölçüde sürdürülebilir başarıya ulaşacak.
Dijital Dönüşümde Yeni Eşik: Yapay Zekâ ve Otomasyon
Dijital dönüşüm, günümüz iş dünyasında oldukça önemli bir yer edindi. Özellikle yapay zekâ ve otomasyon teknolojilerinin hızla gelişmesi, madeni yağ şirketlerinin süreçlerini köklü biçimde değiştiriyor. Bu dönüşüm yalnızca teknolojiyi değil; işletme kültürünü, iş gücü yapılarını ve iş süreçlerini de dönüştürüyor.
Madeni yağ şirketleri dijitalleşme süreçlerine hızla adapte olurken, yapay zekâ ve otomasyon sayesinde daha verimli, esnek ve yenilikçi hale geliyor. Bu teknolojiler, çalışma biçimlerini yeniden şekillendirmenin yanı sıra daha büyük bir fırsatlar evrenine de kapı aralıyor.
Üretimde dijital dönüşüm; şirketlerin rekabet avantajı elde etmesini, operasyonel verimliliği artırmasını ve geleceğe hazır olmasını sağlıyor.
- Bu planı dün yapanlar kazanmaya başladı, bugün yapanlar kazanacak; fakat yarın yapacak olanlar geç kalmış olabilir.
Özellikle üretim süreçlerinde dijital dönüşüm, yalnızca bir ERP sistemi ya da yazılım satın almak değil; aynı zamanda bir kültürel dönüşümdür. Biz bu süreci bir kaldıraç olarak değerlendirip, rekabeti kolaylaştıran bir araç olarak gördük. Projenin tüm tabana yayılması ve yalnızca bir IT süreci olarak değil, şirketin bütünü tarafından sahiplenilmesi gereken bir verimlilik kültürü olarak benimsenmesi gerektiğine inandık.
İnsanı merkeze koyan, kolektif kararlarla ortaya çıkan fikir ve sonuçlar her zaman başarıya ulaşıyor. Yapay zekâ, dijital dönüşüm ve otomasyon üçlüsünün proses ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanmasıyla toplam faydayı yakalamak mümkün olabiliyor.
Üretim süreçlerinde bu ve benzeri inovatif projelerin başarıya ulaşması üç temel etkene bağlıdır:
- Donanım (Hardware)
- Yazılım (Software)
- Takım çalışması (Teamware)
Projenin en önemli ve en çok zorlanılan adımı genellikle üçüncü adımdır. Bu aşama, çoğu zaman gözden kaçırılır ve sonuçlarında sürprizlerle karşılaşılır. Dünyada ve ülkemizde de eksik kalan adım genellikle budur. Bir firma mükemmel bir ERP satın aldığında dijitalleşmenin yalnızca %30’unu gerçekleştirmiş sayılır.
Tam da bu noktada “Toplumsal Dijital Dönüşüm” kavramını anlamak gerekir. Toplumun dijital dönüşümü; insanların günlük yaşamda dijital teknolojileri kullanması da dahil olmak üzere, toplumu yorumlama ve anlama biçimleriyle çalışma şekillerini yeniden şekillendirdiği bir süreci ifade eder.
Yapay Zekânın Önleyici Gücü
Yapay zekâ teknolojileri, işletmeler ve organizasyonlar için büyük faydalar sunan araçlar haline geldi. Makine öğrenimi ve derin öğrenme algoritmaları, büyük veri setlerini analiz ederek madeni yağ şirketlerine daha iyi kararlar alma imkânı tanıyor.
Örneğin, müşteri alışkanlıkları ve davranışlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri oluşturulabilir. Yapay zekâ aynı zamanda üretim ve tedarik zinciri yönetimi gibi süreçleri de optimize edebilir. Olası tıkanıklıklar önceden tespit edilebilir, süreçler daha verimli hale getirilebilir ve stok yönetimi daha doğru yapılabilir.
Bu gelişmeler, işletmelerin operasyonel maliyetlerini düşürürken verimliliklerini artırır. Artık madeni yağ sektöründe şirketler, müşterilerinin ihtiyaçlarını daha hızlı ve doğru şekilde tespit edebiliyor; onlara daha hızlı çözümler sunabiliyor. Bu da rekabet açısından kritik bir avantaj sağlıyor.
Sanayide dönüşüm ve gelişim, otomasyon, dijital dönüşüm ve yapay zekânın kesişim noktalarının artırılmasıyla mümkün olacak.

