04/10/2024
Ürün İnceleme

Tekstil örgü yağlarında performans kriterleri ve ham madde seçimi

Tayfun Yılmaz
Genel Müdür / Yüksek Mühendis
Vario Mühendislik ve Üretim Teknolojileri A.Ş.

 

Örme olgusunun M.Ö. 5. ve 6. yüzyıllar arasında Orta Asya Türkleri ile Mısırlılar tarafından aynı zamanlarda ortaya çıkarıldığı kaydedilmektedir.

1853 yılında Matthew Townsend’in dilli-kancalı örme iğnesini bulması, sonraki yılların araştırmacıları tarafından 1867 yılında bu iğne ile donatılmış ilk örme makinesinin üretilmesi, 1878 yılında aynı elemanla örme yapan ilk yuvarlak örme makinesinin geliştirilmesi ile tekstilde mekanik örmeciliğin sesi duyulmaya başlamıştır.

1. Dünya Savaşı yıllarından sonra hızla ortaya çıkartılan yapay elyaf ve ipliklerin de etkisiyle örme makineleri, yeni örme metotları ve örme örgüleri; dolayısıyla da örmecilik endüstrisi süratle gelişmiştir.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni bir sıçrama ile son yılların hem mekanik hem elektronik esasa dayalı olarak ilerlemesi, bu alandaki gelişmeleri hızlandırdı ve son 30 yılın getirdiği metot ve oto-mekanik temelli elektronik makine ve örme teknolojisi doruk noktasına ulaşmıştır.

Son 10 yıl içinde tamamen elektronik yuvarlak örme makineleri piyasada rağbet görmeye başlamıştır. Bu da örme makinesi üreticilerini yeni teknolojiye ve daha hızlı devirle çalışan makineler üretmeye yönlendirmektedir.

Ürün grupları itibarıyla örme kumaş ihracatı; elyaf, iplik ve dokuma kumaş ihracatından sonra gelerek tekstil ve ham maddeleri ihracatının yüzde 15,2’sini oluşturmuştur.

Bir iğne ve platin yağında aranan en önemli özelliklerin başında makinanın boya tabakasına ya da plastik parçalarına zarar vermemesi, makine sıcaklıklarını artırmaması, güç kablolarının kaplayıcısını tahrip etmemesi ya da kontrol sistemini etkilememesi, korozyona karşı koruyucu olması yani kısaca makine üzerinde yüksek yağlama performansı göstermesi ve bunu gösterirken de yıkanabilir özelliklerinin üst seviyede olması gerekliliğinin bu işle uğraşan herkes bilincindedir.

Ustalıkla seçilen özel yağlar sadece maksimum çalışma güvenilirliğini sağlamak için değil, aynı zamanda bakım masraflarını azaltmak için de yardımcı olur. Uygun yağ seçimi yapılırken tüm teknik ve operasyonel parametreler; makine tipleri, üretilmiş ürün kalitesinin yanı sıra fiyat/performans beklentileri de dikkate alınmalıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz örgü ve platin yağlarının kalite özellikleri ve yıkanabilirlik özelliğini oluşturan katkı paketi bir örgü yağında en önemli maliyet unsurunu oluşturmaktadır. Katkı maddelerinin farklılığı ve etkililiği ne kadar üstün olursa o derecede de maliyetlerinde farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

İyi bir yağ seçimi ve takip eden terbiye işleminde kullanılan alışılmış yıkama floteleri ile kumaş üzerinde örmeden kaynaklanan yağ lekelerin sabun halinde kumaşın üzerinden akıp gitmesini sağlayacaktır.

Yağlama maddesi; suya, buhara, asidik ve alkali çözeltilere maruz kalmanın yanı sıra yüksek hızlara, sıcaklıklara ve titreşime maruz kalan bileşenler için doğru bir şekilde tasarlanmalıdır. Daha yüksek oranda verimlilik için daha uzun ekipman ömrü veya daha düşük yağ tüketimi gerekmektedir.

Kullanıldığı yere göre geliştirilmiş̧ bir yağlama maddesi, her zaman en az problem çıkaracaktır. Makine parçalarında her hareket mutlaka bir aşınmaya sebep olur; çünkü̈ aşınmanın olmadığı hareket yoktur. Bu aşınmayı en alt seviyeye indirecek yağlama maddesini seçmek ve kullanmak masrafı düşürecek ve en iyi verimi kazandıracaktır.

İğne yağlarının yıkanabilir özelliğe sahip olabilmesi, herhangi bir şekilde su ile karışması anlamını taşımaktadır. Yağın suyla karışabilme yeteneğini sağlayan katkı maddeleri emülgatörlerdir. Yağın yüzey direncini düşürerek suyla karışmasını sağlarlar. Pamuklu karışım kumaş̧ üreten örme makinelerinde bu tür suyla karışabilen bir yağın kullanımı kumaş̧ imalatçıları açısından önemlidir.

Özellikle likralı kumaş üretiminde yaşanan sorunları minimuma indirmek için aynı hatlarda kullanılan yağların daha iyi özellikte olması gerekmektedir. Likralı kumaşın üzerine gelen örgü yağı, kumaşın likra özelliğini bozar. Firma ise yağı kumaştan çıkartabilmek için yağlı kumaşları yüksek sıcaklıkta yıkama işlemine tabi tutar; bu da kumaşın likra özelliğini bozan ve istenmeyen bir prosestir ve bundan dolayı firma hem üretim hem de zaman kayıpları yaşar. Aynı zamanda yağın yağlama özelliğinden dolayı firma sık sık iğne platin değişikliği yapar ki bu da hem üretim hem zaman hem de maliyet açısından firmalarda birçok sorun yaratır.

Peki örgü yağlarından ne beklenir?

  • Uzun ve yüksek yağlama özelliğine sahip olması
  • Değişik ısılarda viskozite farklılığının gerçekleşmemesi
  • Reçineleşme oluşmaması
  • İğne kanallarını sürekli temiz tutması
  • Makinedeki titreşim ve gürültüyü en aza indirmesi
  • Makinede sürtünmeden dolayı oluşan ısıyı azaltması
  • Paslanmaya karşı dayanıklı olması
  • Pas önleyici katıklar içermesi
  • Makine boyasına ve plastik parçalara zarar vermemesi
  • Makine parçaları üzerinde daha az aşınma sağlaması
  • Metal parçalar üzerinde yayılma ve tutunma özelliğine sahip olması
  • Tüm yağlama sistemlerinde kullanılabilme özelliğine sahip olması
  • Üretimde fizyolojik ve çevresel açıdan zararlı olmaması
  • Aşınmaya karşı koruma sağlayarak iğne ve platinlerin kullanım ömrünü uzatması ve böylece bakım maliyetini azaltması
  • Düşük sürtünme direnciyle enerji ve işletme maliyetlerini düşürmesi
  • Elektronik kontrol sistemlerinin elastan lifleri ve yaygın olarak kullanılan sızdırmazlık malzemeleri ve plastikleri ile uyumlu olması

 

Peki bu kadar çok özelliği bir arada barındırıp, makineyi korurken aynı zamanda su ile yıkanarak bile leke bırakmama özelliğini nasıl sağlayacağız?

 

Uygun ham maddeler:

  • Triaryl phosphorothionate / Triphenyl phosphorothionate (TPPT) gibi kül ve karbon bırakmayan, aşırı basınç ve aynı zamanda aşınma önleyici özelliği olan bir katkı maddesi kullanılmalıdır. Yüksek termal stabiliteye sahip olmakla beraber sülfürlü aşırı basınç katkılarının aksine sarı metallere karşı nötr olmalıdır.
  • Amin Fosfat karışımlı, aşırı basınç, aşınma önleme ve pas önleme özelliğine sahip külsüz bir ham madde kullanılmalıdır.
  • 2,6-Di-tert-butyl-4-methylphenol (BHT) gibi fenolik bir antioksidan kullanılmalıdır.
  • Yıkama özelliğinin iyi olması için yağ içinde su emülsiyonlaştırıcısı ve korozyon önleyici olarak kullanılan amfifilik bir oleik asit türevi kullanılmalıdır. 
  • Dimercaptothiadiazole içeren ve polar olmayan baz yağlarda etkili, demir içermeyen metal deaktivatör kullanılmalıdır.
  • Süksinik asidin yarı esteri olan, mükemmel demülsifiye edici özelliklere sahip, özellikle etkili bir korozyon önleyici katkı maddesi seçilmelidir.

 

Bu kadar çok ham maddeyi bir arada tutarak homojen bir karışım elde etmek ve aynı zamanda değişik kimyalarda olan bu ham maddeleri kolayca kumaş üzerinden çıkarabilmek için joker bir ham madde gerekmektedir.

 

  • Sert su stabilitesi olan, yıkamalarda yüksek çözünürlük sergileyen, ciltte tahriş yapmayan, bitkisel (yani biodegrabl) bazlı, yağ alkolü etoksilat (2EO) bazlı bir emülgatör seçilmelidir. Düşük sıcaklık özellikleri gösteren, suyla karışabilen metal işleme sıvısı konsantreleri için düşük köpüren, hidrofobik bir emülgatör olmalıdır.

Benzer Haberler

Güney Devrim İldiri, sürdürülebilir gelişime katkıda bulunan ürünler geliştirmenin önemini vurguluyor

Lubricant World

Plastik enjeksiyonda yüzde 6-8 oranında enerji tasarrufu mümkün

Lubricant World

Dielektrik sıvılarında sentetik esterlerin avantajları

Lubricant World