18.3 C
İstanbul
03/10/2024
Türkiye'den

Trafo Kondisyonunda DGA Analizinin Önemi

Küresel ekonomik gelişmeler, iklim krizi gibi birçok konu enerji üretim maliyetlerini ciddi şekilde etkilemiştir. Bu durum enerji tasarrufu ve sürdürülebilirliği konusunda, bizlere ciddi bir sorumluluk yüklemektedir. Bundan dolayı yazılarıma yağ analizlerinin enerji sektörü üzerindeki katma değerleri konusunda yön vermeye karar verdim.

Güvenli enerji akışı, tüm büyük elektrik dağıtım şirketleri için esastır. Bu durum güç transformatörlerini en önemli varlıklarından ve en büyük yatırımlarından biri haline getirir. Bundan dolayı da bu varlıkların kesintisiz bir şekilde enerji üretmesi , sürdürülebilir bir operasyon için de ekipmanın kondisyonu periyodik olarak takip edilmesi gerekir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde trafo filoları, ortalamanın üzerinde yüklerle tasarım ömürlerinin ötesinde çalışmaktadır. Bu nedenle trafoda kullanılan yağın durum değerlendirilmesi çok önemlidir ve güvenilir ekonomik yöntemlerden biridir.

Zamanla, bir transformatörün yalıtım malzemeleri (ark, korona deşarjı, kıvılcım ve aşırı ısınma) üzerindeki elektriksel ve termal stresler, transformatör arızalarına neden olabilir. Bu gerilimler biriktikçe, yalıtım malzemeleri bozularak yanıcı gazların açığa çıkmasına sebebiyet verecektir. Bu gazlar, bekleyen veya meydana gelen arızanın türünü belirlemek için hassas ve güvenilir Çözünmüş Gaz Analizi (DGA) teknikleri kullanılarak transformatör yalıtım yağında tespit edilebilir. Bir insan vücudunun kanını test etmek, bir hastanın sağlığını kontrol etmek gibi, DGA size transformatörünüzün sağlıklı olup olmadığını ve değilse ne tür bir “hastalığın” beklendiğini söyleyebilir.

Rutin yağ numunesi alımından farklı olarak, DGA analizinde numunelerin cam şırıngalara alınması önemlidir. Çünkü numunenin hava ile temasını kesmek ve yağ içerisindeki mevcut yanıcı gazlar ile etkileşimini önlemek amaçlanmaktadır. Yanlış numune alımları, yanlış değerlendirme ve aksiyon alımlarına neden olabildiğinden DGA analizi için en önemli basamak diyebiliriz.

İkinci basamak ise; laboratuvar analizlerinin, TS EN 60567 / ASTM D3612 metoduna göre yapılırken akredite kurumların tercih edilmesinin önemidir. Metoda uygun yapılmayan analizler; mevcut olmayan bir problemin varmış gibi gözükmesine ya da mevcut problemin tespit edilemeyip ciddi sorunlar ile sonuçlanmasına yol açabilir.

Son basamak ise; analiz sonuçlarına göre açığa çıkan CH4 (Metan), C2H6 (Etan), C2H4 (Etilen), C2H2 (Asetilen), CO (Karbon Monoksit), CO2 (Karbondioksit), H2 (Hidrojen) gazlarının oranları değerlendirilerek trafo içerisinde potansiyel (ark, korona deşarjı, kıvılcım ve aşırı ısınma vb.) birçok arızayı erken tespit etmenize yardımcı olur. Değerlendirme aşamasında trafonun yaşı, gücü, markası, modeli ve birçok bilginin tanımlanmış olması, değerlendirme yönteminin belirlenmesinde büyük önem taşıyacaktır. Bundan dolayı sonuçların da uzman profesyoneller tarafından yapılması gerekir.

Bir transformatörün genel durumunu belirlemek için en iyi yöntem olarak kabul edilir ve evrensel bir uygulamadır.

Özetlemek gerekirse; potansiyel arızalar için erken uyarı; yeni ve onarılmış ünitelerin durum kontrolleri, planlı bakım duruşları, potansiyel aşırı yük koşulları altında ünitelerin izlenmesi için DGA analizlerini bakım planlarımıza dahil etmemiz mühimdir. Farkındalığımızın artması dileğiyle… Çünkü sorun fark edemediklerimizde.

Benzer Haberler

Elektriklendirmede Sera Gazı Nötr E-Sıvılar

Castrol Türkiye’de Bayrak Değişimi

Lubricant World

Türkiye’nin madeni yağ ihracatında güncel rakamlar – Aralık

Lubricant World