Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla otomotiv sektörünün ihtiyaç duyduğu tamamlayıcı ürün ve hizmetlerin yapısı büyük değişikliğe uğrayacak. Özellikle araç bataryalarının çalışma sıcaklığını ayarlamada ve yakıt hücrelerinin iletkenliğini düşürmede kullanılacak antifriz katkıları, endüstrinin kritik bileşenlerinden biri hâline gelecek.
Türkiye pazarında distribütörlüğünü ADCO’nun üstlendiği İtalyan ester ve antifriz katkıları üreticisi Tecnofluid’ün Genel Müdürü Roberto Ghini ile otomotiv sektörünün yaşadığı bu dönüşümü ve antifriz pazarının geleceğini konuştuk.
Tecnofluid olarak dünya antifriz pazarındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tecnofluid dünyanın her yerine satış yapıyor. Kuzey Amerika dışında pazarda iyi bir konuma sahibiz. Dolayısıyla pazardaki gelişmeleri yakından izleyebiliyoruz. Bildiğiniz üzere antifriz pazarı otomotiv pazarıyla bağlantılı ve şu anki kriz ortamına rağmen hızla gelişmekte. Pazarın önümüzdeki 20 yıl boyunca da her yıl %3 ila 5 büyümesi bekleniyor. Ayrıca, elektrikli şanzıman sorunu antifriz pazarını etkilemeyecek. Antifriz, elektrikli araçlarda bataryaların çalışma sıcaklığını ayarlamada ve ömrünü korumada kilit bir unsur olacağı için otomotiv sektörünün daha kritik bir bileşeni haline gelecek. Dolayısıyla, soğutucuların yakın gelecekteki rolü aynı zamanda ısıtma olacak. Örneğin, hibrit araçlar normalde elektrik modlarında doğrudan çalıştırma özelliğine sahip değiller. Sıcaklığı dengelemek için klasik motoru kullanmanız ve sonrasında elektrik moduna geçmeniz gerekli. Dolayısıyla ben bu sektörün yakın gelecekte önemli ölçüde büyümesini bekliyorum.
Türkiye’deki antifriz pazarının mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tecnofluid olarak Türkiye’de bir başarı hikâyesi yazdığımızı düşünüyorum. 15 yılda Türkiye antifriz pazarında önemli bir pazar payı elde ettik. Bu süre zarfında gördüğüm şey, çok uluslu büyük markaların Türkiye’de üretim yapmayı bıraktığı ve eğilimin bitmiş ürün tedarikine doğru olduğu. Bir başka gözlemim de maliyet konusunda büyük bir endişe olması. Bir formül ne kadar güncellenirse maliyeti de o kadar artar. Maliyet endişesi, teknoloji güncellenmesi konusunda Türkiye pazarında direnç yaratıyor. Bugünlerde Türkiye pazarının %80-90’ının inorganik formüllerden oluştuğunu düşünüyorum. Ancak günümüzde inorganik formülasyonlar için güncel çalışma spesifikasyonlarına sahip hiçbir Avrupa OEM’inin olmadığı bir gerçek.
Antifriz üretiminde paket katkı kullanımının önemi nedir?
Bir antifrizi formüle etmek bir madeni yağı formüle etmekten daha zor. Üstelik, bunu doğru ve zamanında yapabilecek deneyime sahip gerçekten çok az insan var. Bu nedenle, güvenilir bir tedarikçiniz varsa paket kullanmak, sürekli olarak formülleri test etmek ve geliştirmek gibi meşguliyetleri ortadan kaldırarak zaman ve maliyet tasarrufu sağlar. Ayrıca, eğer testlerin tamamını yaparsanız bu yaklaşık bir yıl sürer ve kimse size formülün geçip geçmeyeceğini garanti edemez. Üretim maliyeti açısından doğru hesaplamalar yaparsanız, paket kullanmanın birçok avantajını görürsünüz.
Sektörün 5-10 yıl içerisinde hangi ilerlemeleri kaydedeceğini öngörüyorsunuz?
En büyük değişim elektrikli araçlara geçiş olacak. Teknolojinin değişmesi, yeni formüller üretmeyi gerektirecek. Antifriz açısından da mevcutlardan farklı yeni formüller ortaya çıkacak. Antifriz çok daha kritik bir bileşen haline gelecek. Çünkü akülerin değişen belirli bir sıcaklık aralığında en iyi şekilde çalışması gerekiyor. Aynı şey yakıt hücreleri için de geçerli. Yakıt hücrelerinde hidrojen bulunuyor ve bu hidrojen elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Sıvılar hücrelere doğrudan temas eder. Yani bu, çok düşük bir iletkenlik olması gerektiği anlamına geliyor, aksi takdirde sistem etkilenir.
Elektrikli araçlarda kullanılacak antifriz formülasyonlarının içerik ve öneminden bahseder misiniz?
Pek çok şey OEM’in seçimine bağlı. Ancak beklenen, sonunda glikol bazlı su içermeyen formülasyonların kullanılmasıdır. Çünkü glikol suyu emebilir ve sistem sonunda stabil kalır. Temel olarak, iyi bir sistem ve iyi bir termal yönetim istiyorsanız, ısıyı dağıtmanız gerektiğinde suya ihtiyacınız vardır. Akülerin harici olarak soğutulduğu uygulamalarda normal antifriz kullanabilirsiniz. Elektrikli araçlar söz konusu olduğunda ise, glikol-su bazlı kalması gereken, ancak çok özel bir inhibisyona sahip bir ürüne ihtiyacınız olur.
Buradaki zorluk, çok iyi bir ısı dağılımı sağlamaktır. Bu da en iyi şekilde su veya glikol-su ile ve sistemle uyumlu iletkenliği koruyarak yapılabilir. Bilirsiniz, tuz iletkenliği arttırır. Dolayısıyla, glikol-suyu seçerseniz, ANYONİK inhibitörleri seçmeniz gerekir. Sınıf 5 altında bir başlangıç iletkenliğinin yeni formül gereklilikleri nedeniyle, önemli olan nokta bu iletkenliği sabit tutmaktır. Yakıt hücre sistemleri hidroliktir. Yani, şunu söyleyebiliriz; bir tür kendini koruma özelliğine sahipler, soğutma sisteminin iletkenliği çok arttığında tıkanıyorlar. Normalde iletkenliği düşük tutmak için iyonik reçine ile donatılmışlardır. Ancak tek donma filtresi olan iyonik filtre sıkışır, tıkanır veya kırılırsa, yakıt hücrenizde bu iletkenliği en az birkaç gün boyunca düşük tutmaya izin veren bir formülasyona sahip olmalısınız. Aksi takdirde, sürüş sırasında motor aniden durabilir.